Empati
yüreğindeki
boşluk genişlerken gitgide saatin acımasız yelkovanında saniye saniye eriyorsun içten içe gözyaşların melodisiz akarken sessizce acı çektiğin gecelerde sabah saatlerini kovalıyorsun çatlamış dudaklarının ruhu yitik ve harabe darağacından sarkıyor gecenin buğusu acılarını gözyaşlarınla soğutmaya çalışıyorsun buz ve nefret çiğneyerek karanlık duvarlar üstüne üstüne gelirken çırpınma boşuna sen mahkûmsun ızdarplara ruhun karıncalar gibi huzursuzken saçını başını yolmaktan çekinme yalanlarına kılıf arıyorsun beyhude kalbin çıplak ve paramparça uykusuzluğa tatlı rüyalar dileniyorsun sen ağlamıyorsun çığlık atıyorsun melekler seninle ağlayacak sanıyorsun sızı artıyor ağrıyan günahkar göğsünde kayıpsın araf’ın izbe çukurlarında artık dayanamıyorsun kutuya ıssızlığa ve yokluğuma…. |