Ve Eylül Yağarsa Hüzünlere
seni anlıyorum güzel kadın
empati kuruyorum senle ve benimle ipe asılmış pankartlara benziyorum ve sen bana benzemiyorsun biz çıplak ve dilsiz silüetler iki insan aşka susayan dört gözle bir iyi bir kötü olan gelgitli geceler sonunda nice gece ve gündüz varken önümüzde önümde duruyorsun girişi çıkışı serbest hücre olan duvar yüreklerimiz bitap nefes nefese ellerimiz birbirine sarmaşık zincirle yegâne anılar kalır varlığımızdan artık dumana boğuyoruz yaralarımızı iki sigarayla kül tablasında yığılan izmaritlerin valsında canımızı canla başla veriyoruz hürriyet ilan ediyoruz yitirilmiş özgürlükte seni de anlamıyorum güzel kadın kendimi de sen beni anlıyor musun güzel kadın hür sevmek yakışmıyor bize martılar gibi akıp gitmeliyiz uzaklara fikirlerimizi tutup saçlarından sürmeliyiz bizden uzak sürgünlere kalbinden sürgüne gönder beni kemiklerim çatlamalı üzülmeliyim yitik ağaçlar altında yaralarımı pansumanla be güzelim sürükle beni kendi fikirlerine doğru sen sürükle beni derim diri diri soyulsun çarmıha gerecek sensizlik beni ne de olsa bari sen vur beni gözlerinle senin o yıllanmış şarap tadında güzelliğinle lanetle beni taşlanan şeytan misali çarmıhlara ger beni yeryüzünde kurulan tahtım yok ki kur cehennem mahkemesini yargıla beni biliyorum güneş doğmadan unutacaksın beni ne mektup yazacaksın ne de bir düş kuracaksın nefretini haykırmaya hacetin kalmayacak ne de kabir ziyaretlerine vaktin olacak yabancı kollarda uykuya dalacaksın beni kimse anlamayacak ne sen ne de ferman sahipleri yürekten sevmenin dört büyük günahtan sayıldığı bu çağda…. ….iki gözümün çiçeği…. |