İmge Kaçakçısı
i
Çocukken yeşilay kolu başkanı idim, babam afyon kaçırırdı Suriye sınırından. Abim ot çeker, dumanından Nuh’un gemisi süzülür uykuya dalardım. Rüyada Kenan olurdum, Allah’a yürek bileyen Kenan. Yüreği taşkın, yüreği dağ çıkmazı Kenan. Tufana gömüldüm rüyamda, babam Suriyeli bir fahişenin koynunda. annem’in alnındaki mürekkep dövmeleri büyür, siyah gözlerine incecikten pusu düşerdi. zılgıtlı diye düşünürdüm hep, annemin kalbini. Zılgıtlı. Meğer kadife kumaşından imiş, babamı Allah’ına kadar severmiş. ii Öğlen uykusuna daldı zaman güneş azdı, güneş azgın küheylan oldu. Serap çöl kumuna düştü, kadının biri düşünde üçüz doğurdu. Rahminden fışkırdı rüyalar, bölüşüldü üçüzler ressamlar arasında. Şairin biri kadını uykusundan uyandırdı، hayatı ve ölümü yaratan rabbin ismini andı. Kadın Allah ile anlaşma imzaladı, Şair bu anlaşmanın ceylan derisi idi. ceylan’ın biri beddua etti, beddua yedi kat semaya erişti. Avcının biri kör oldu, çürüdü birinin eli. Azan güneş lekesi kadının boynuna iz bıraktı, iz üstünde bıyık hışırtısı. Babamın mağrur bakışlarından annemin kirpiklerine tutundum. ve ben, minnacık beniadem, geceleyin isra doldum, isra soludum. iii Rabbulalemin ile arasında, kiremitlerin ve çatıların olmadığı şehirdenim. Rengi kavruk bizim buraların, İçtima alanıdır, iki nehir arasındaki tanrıların. Güneş lekeleri değmiş desenine, Zümrüt yeşili türbe örtülerinde. Dil kaçak, çay kaçak, hayaller kaçak, gökyüzü anarşist öğretisi mavili ahmak. iv Basra harap oldu, Halep’ten yükseliyor simsiyah duman, Bağdat ölümler doğuruyor bağrından. Ölüme çocuk doğuruyor kadınlarımız, Gözyaşı, kan, ölüm, alın yazımız. v Üstümü ört, Annemi ört üstüme. İki kere yetim, iki kere çocuğum. |
iki kere çocuğum.
ört üzerimi şair ,
iki kere üşüyorum
yüreğiniz var olsun