Ay kırgın Bırakır onca ağırlığını Gecenin mabedine Tükenir söze dökülen Devleri mahkûm eden Tufan kopuşudur bu
Toprağın yaralı damarları Suretinde asılı yaz(g)ısı Göğsünde sonbahar günleri Lambada saklı karanlık Zakkum çiçeklerini neden örtersiniz ki, Güneşte büyüsün özlem Şahinler irtifada İstanbul’a giden yollar da Kilitlenip, mühürlendi
Hasretin oğulları ve kızları Vecdini düşünür derin derin Ruhumda saklı kırlangıçlar Eğri büğrüsüne teslim son nefes Mağrur zamanlarda an Ayağı taşa çarpan başımı kaldırın Gökyüzünde kıyısız şarkı Bende hıçkırık nöbeti İki büklüm katlı zarf Avuçlarım terli Kasımın göğsünde ölü bebesi Ben miydim suskunlar şehri...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Suskunlar Şehri şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Suskunlar Şehri şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
***Avuçlarım terli Kasımın göğsünde ölü bebesi Ben miydim suskunlar şehri...***
Final dizeleri mıh gibi çakılmış şiire, tıpkı bir mühür gibi... Mükemmel betimlemelerle bezenmiş bir eser... En kalbi tebriklerimle Saygılarımla mahir kalem. Figani
atlas denilenlerin en karmaşığı yürek olmalı şair, yedi dağ bilip yedisinde de ölen ve şahinler ve kırlangıçlar sonra asi ve mağrur yüreğin şiir hallerinden...
Kasımın göğsünde ölü bebesi
Ben miydim suskunlar şehri...***
Final dizeleri mıh gibi çakılmış şiire, tıpkı bir mühür gibi...
Mükemmel betimlemelerle bezenmiş bir eser...
En kalbi tebriklerimle
Saygılarımla mahir kalem.
Figani