Akmaktaydıve şimdi iplik uykusunda bölünmüş birdenbire taşa çarpan atlar gibi, ve birdenbire geceleri banliyö töreninden fırlamış kanto ağacı dansında, parlak sözler ediyoruz birbirine ediyoruz ama gölgeli başlıyoruz. . senin o kahve saçlarında oturup dilsiz yuva kuruyor kardan bir kadın. sonraları karahindiba gibi. ,,, ne zaman baksak o kızıllığa ya tozun rengi İz veriyor ve bekliyoruz tozun dansı günah işliyorsunuz ve öğütüyorsunuz diyor zamanın dansı değil bu, zaman aynada haziran yedi ve şimdi daha çok hatırlıyorum,dilimin parmakları var, sen varsın teşnelik... . .. |