Sonsuz SevdaŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Cinaslı Şiir...
Dolunaylı bir gece, şöleni var gümüşün Takılmışım yakudî tebessümün peşine Umut yüklü hayalin hayra yorulan düşün Begonvilde, çiğdemde, rastlanmıyor eşine Hangi çiçekte saklı o sihirli gülüşün Ne zambak ne gülde var, gerisini sen düşün Cevabını bulmazken aklımda nice soru Çiçekler suçlu değil, günahkâr aşk denen his Kezzap ötesi bildim gönlüme düşen koru İksir tasında zehrin sunumu mevzubahis Ne karanfil kızılı ne de sümbülün moru Çaresi yok, kendini, nasıl korursan koru Bilemedim, ezelden bahtıma düşen paymış Niyetini gizleyen gözlerin fettan süsü Kaş sandığım, aslında, okunu geren yaymış Rengârenk çiçeklerin senden gelen tütsüsü Her diyarda, okuna, sinemi helal saymış Demek, yedi düvele, rüzgâr kokunu yaymış Söz dinle gönül dedim, inadını sürdürme Zaten hasret okunu her gün yeniden vurur Keskin nişan için mi, göze çekilir sürme Geçmişin dinmiş yeli hâlâ beni savurur Sonum yine hüsransa beni başa döndürme Kırk yıllık yitik aşkın bu gün izini sürme Bülbüle feryat düştü, gülün yaprağı yoluk Felek utansın artık düşürdüğü ahvale Betim benzim attı yâr, çehrem mumdan da soluk Üzerime pürhiddet yanardağlar havale Lâv selini gönlüme akıttı oluk oluk Soluksuz kıldı beni, sensiz aldığım soluk Kâh tütsüne vuruldum kâh boyuna posuna Söyle, vuslatın ufku, niçin yasaklı hudut Ey, engin düşlerimin gölünde yüzen suna Lekesiz gökyüzünde, Güneş bakışlı umut Nasıl aktı gecenin karanlık uykusuna Belki dönerim diye, teselli suna suna Sürgün fermanım gelir vardığım her diyara Yalnız sana ulaşmaz Ayyuk’a çıkan sedam Dağları aşa aşa, gökleri yara yara Akla ziyan gelirken yasak mühürlü sevdam İkrar sükûta esir, söz özgürken inkâra Nasıl şifa bulsun ki gizli kanayan yara Aşkın gölgesi bile kaçan âşığı sollar Nasıl da haklı çıktı diyenlerin hepsi de Çok bekledim sevdiğim belki bir selam yollar Kime sunulmuş gülüm vuslat altın tepside Senelerdir boş kaldı, sevgiye hasret kollar Yerde niçin ayrılsın gökte kavuşan yollar! Sorma, gün ortasında hava niçin karardı Dirhem fırsat bulsaydı felekten medet uman Tutkunun öksüz eli, demir dağı yarardı Törpülenen her ömre, vuslat sunsaydı zaman Güneş’e kavuşurdu zindan gecenin ardı Yolladığım mektup da belki işe yarardı Hasret, noktaya hasret, tek gün dahi ekleme Sonsuz aşk destanında mısralar buruk neden Burcuna beyaz bayrak asılırken kaleme Aşka kurban verildik, sen ruh oldun ben beden Sınır aşan tutkumu, duyurursa âleme Kanım mürekkep olsun seni yazan kaleme Tılsımı bozulmadan yasaklanmış diyarın Felekten esen yeli; ne dindi ne hız kesti Boşluğuna asarken, beni dipsiz kör yarın Renksiz sandığım rüzgâr bahtıma kara esti Düşmeden tut elimi, gecikirse kararın Son umudun firarı, bu gün değilse yarın ***** |
Şair daim hakikati zikreder
Kaleminize ve emeğinize sağlık
Kıymetli Üstadım
Tebrik ediyorum
Başarılar dilerim
Selâm ve Duâ ile