Beklerdim, mutlaka gelirdin
Sen bir kavşakta iner, ben yol çat’ında seni beklemeyi severdim
Kaç asır öncesiydi, saçlarım hangi renkti unuttum
İlk nerede öptüm yazgına talip olduğum alnından
İlk defa ellerini nerede tuttum
Unuttum, ama gözlerimizin korkak elası
Maalesef bir de, cahil cesaretimiz vardı ya
Kaybetmekten hiç korkmayan o baş belası
İçime bağdaş kurmuş hala oturuyor


Seni gördüğümde gözlerime söz vermiştim
Başkasına elasını sevdirmiyecektim, tutuyorum
Güzel bakmayı bir tümülüse gömdüğümden beri
Kokusu uğradı diye bile seslenmedi,
Sıkıca tembihlediğim peri bacaları
Hala inadına, buralara gökyüzü yarılmışçasına yağsa da yağmur
Dikkat ediyorum da artık çok sessizleşmiş gök gürültüsü
Şimşekler bile önceden haber vererek çakıyor
Ben de değişen fazla bir şey yok, çayı ve sigarayı severek içiyorum
Senden sonra toparlayanım hiç olmadı
Darmadağınığım, gülüşüm bir yerde, nefesim başka yerde
Hele çakmağımı bırakır bırakmaz unutuyorum
Selamlaştığım her çöpçü bana kimsesizmişim gibi bakıyor
Efkarıma sevdalı sarma tütünümü,
İçimde sönmeyi bilmeyen yangınlar yakıyor
Yorgun yağmurlar sonrası gökkuşağım elaya çalıyor
Aslında farkındayım,
Çok fazla özlediği zamanlar gönlüm uyutarak beni
O yol çatında kalıyor


Sen çocuktun da, ben çok mu büyümüştüm
Daha annemin süt kokusu duruyordu dudaklarımda
Sevdalanacak kadar bile gönlümün bıyığı terlememişti
Kaybolursa döneceği adresi ezberlememişti
Okşanmamıştı daha saçlarım, emanet edildiğini tanırdı
Anlaşıldım sanır konuşmaktan utanırdı
Aslında kaybolmaktan korkarak bekliyordum seni
Geliyordun, alıp götürüyordun
Güzel miydi atları o ülkenin bilmiyorum
Düşerdim peşine bir hayale kanarak
Fakat çok hoşlanırdım bir bozlak gibi dikilişinden peri bacalarının
Söylesem somurtup, küserdin kıskanarak


Eskiyince eksilenler gibi,
Kokun gelmiyor artık uzak asyadan hatırlanamayacak kadar uzaklaşmış vakit
Anlamamışız, yorulduğumuz o savaşın bitmesi bitirecekmiş bizi
Silahlarımızı bıraktıran hangi nasihatsa
Senin, bileklerini kesmiş özledim fısıltılarının
Ve benim, her gece attığım asya naralarımın tek suçlusudur


Boşver, bizim yanağımızı zaten hiç pembeleştirmedi yalancı şiirler
Hala çok mu sahtekarız ne,
Her ölünün arkasına gözyaşları takan ağıtçılar gibi
Büyüyen çok kirleniyor be asya,
Gönülde durdurmayıp, ayakta durmayı fısıldıyor herkes
Ve sonra,
Bekler diye düşünemediğinden,
Sen hiç gelmedin
Mutlaka gelir diye düşünemediğimden,
Ben hiç beklemedim



uytun ........