1
Yorum
26
Beğeni
0,0
Puan
1300
Okunma
Gözlerinin kahvesini içtiğim günden beri sarhoşum
Saçlarının her tonuyla kavgada
Günübirlik şiirler yazıp ölüyorum
İhanet kokulu bir hava,
Ve ben adımladığım her rujlu kaldırıma İstemsizce gülüyorum
Geleceğim demiştin,
Ya da haber verdiğimde sen gel
Söyler misin, gökyüzümüzü bile tam ortadan böldü
Hangi engel
Bugün Cuma,
Sana dua, kendime beddua edeceğim
Sıkıldım bu adamdan
Hüzünleri harçlık koyup göğüs cebine,
Kendimden başka bir yerlere gideceğim
Aşk nerede bilmiyorum
Ya kalbimi tükürürüm,
Ya da bulutun dudağına bir sigara verip Gökyüzünü öksürtürüm
Hâlâ aynı ritminde mi sanıyorsun kalbimi
Güneşi tanımayan çocuklar gibi üşüyorum,
Hüzünlerin aklımı çeldiği günden beridir
Ne gelincik tarlaları rengarenk gülümsüyor
Ne serçeler maviliklerin derinliğine kanat çırpıyor
Farkında mısın ?
Biz susunca daha bir güzelleşiyoruz
Ne sen yalan söylüyorsun
Ne ben senden nefret ediyorum
Yalnızlığımı geri çeviremezsin
Hele bir serçenin kanadından öperek salarsam gökyüzüne
Beni en iyi sen tanırsın
Öleceğim zaman yalnızlaşırım
Saçlarımın kır düşmüş tarafına misilleme yapıp gülümseme artık
Meczup gözlerimi akıllandıracak bir tımarhane bul bana
Ki sokağına sokulup üşümeyeyim
Bu sabah gözlerimin içinden
Beyaz kanatlı güvercinler geçiyor
Bütün pencerelerini açtım yüreğimin
Aşkın bize uymayan şablonu yoktu oysa
Gri bulutlardan yola çıkmış,
Ayyaş yağmurlar gibi öpüş gökkuşağının her rengiyle
Sabırla ıslanmayı bekleyen saçlarıma sokulmadan
Bilmediğin bir dilde küfrederken sana,
Şimdi usulca ölmeliyim
Bir sonraki eylülde mutlaka gel
uytun ....