Kırgın Kaburga Kemiğiönce suya fısıldadım içimdeki boşluğu fırtına sandı kendini bir avuç dalgayla kıyametler kopardı olmadı bulutlara gizlemeye çalıştım ben de acımı azrail sandı kendini karalara boyayıp suretini kapıma dayandı sığamadım bir türlü nereye gitsem ya hep eksik kaldı bir şeyler ya da her şeyler haddinden bile fazlaydı olmadı ait olamadım ne kadar denesem de ruhum sanki beni içine çeken bir bataklıktı ne saydım ne de sordum o andan sonra kaç tırnak izi saplanıp kaldı kaburga kemiğime bedenime bunca bilinmezin damgasını kim kazıdı ya da hangi emri bozarken yakalandım ki tanrıya o ilahi bahçede cehennem hesabıma bu kadar çok çarpı atıldı yoktu bu hesabı yapacak bir matematik dünyada anlamıştım hangi sayıya gitsem kapıdan yüzüm çevrildi kalmayınca içimde dayanacak hiçbir sağlam taraf sığındım çaresizce toprağa ama o bile istemedi bedenimi boşluğa savurdu sonunda kararttım gözlerimi uyku tutmaz döşeklerde bütün düşlerim siyaha boyandı artık durduramadım ya kendimi iyilik denilen mazlumun ırzıyla da ellerim kana bulandı y kuşağından |
ufermant tarafından 9/22/2020 3:04:05 PM zamanında düzenlenmiştir.