akşam safalarına dadanmıştı geçmiş gelecek kıç güverte sancak, masamız grup kırmızısı can sıkıntısına kapılmadan
en son seviştiğimiz zaman bu - haz en çok sevdiğimiz çocuk (kız) dolanıyor boynumuzdan en sevdiğimiz balık öperken yanaklarımızdan
ve ufuk, doluktuk olmasına ya çakırkeyif ana’mızın göğsüne sol yanımızı koymuştuk
hüznümüzün ince gözünde gam, gönlümüz nihan dide’si üzerinde acem aşiran günebakan düşlerimizde su çatımları- gün batımları sevgili bu akşam; kederinde soyunu kurutmuştuk
rakı, balık, salata bir de üfürükçü osman ne gün dü ama ebcet’i kırk bir kere tersten okutup can gözüne siper olanı sevdiğine kavuşturmuştuk- dosttuk
güneş sessizce çekerken perdesini günümüzden gönül koyduğumuz " yarimiz " çekip giderken bir kerecik olsun sevdiğimizi söyleyememenin tasası " hicranını matemine sardığımız geceye " adam gibi sevdiğimizi söylemesini de unutmuştuk
ve isa’nın ayaklarını yıkayan fahişe gibi sevişecekse gündüz ve gece
ve tutuşmamış ağaçları kurutacaksa yangınımız kızılca kıyamet kopsa da fayda düşer mi payımıza
o gidecek her zamanki gibi yine- ben kalacağım kendimle
kanalın birinde yangın ormanları küfredeceğim gelmişine geçmişine ortalık yerde dolanırken ayak bacak yosmaları canım acıyacak sevgili ışıkta dansını izlerken üç gün ömürlü kelebeklerin
çocukgülecek suya dokunacak ayakları en kuytu köşelerde, sırasını beklemenin sabrı- umut direnecek o günden önce ölmemenin inadı
UMUTCA/ Maviden Umut kesmeyen Şiirler foto: ereğlide gün batımı
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
GÜNBATIMI ÇOCUKLARI şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
GÜNBATIMI ÇOCUKLARI şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
sevgili şair...... önce yürekten tebrik ederim. size hemen şunu söylemeliyim.... bu şiiri öyle beyendim ki, kendime armağan ettim. cuma doğum günüm, ilk defa kendime güzel bişey almış oldum. üzgünüm bu şiir artık sizin değil.kusura bakmayın bu kadar yüzsüzüm işte!
şiir hakkında hiç bir yorum yapmıyorum. ha yapacak kabileyetim olup olmadığını tahmin edersiniz. ama şiir benim olduğu için yoruma gerek yok. pardon izinsiz aldım ya çalıntı şiir mi yapmış oldum şimdi... böyle bişey mi yapıyolar acaba:)))
giden hep ömürden gitse de nice yıllarda umut düşlerini günlerinize serpiştirmeniz temennisiyle diyelim şiir dostu. ki şiir sayfaya asılmışsa bizden çıkmış demektir. dostlukla nice yıllara
kanalın birinde yangın ormanları küfredeceğim gelmişine geçmişine ortalık yerde dolanırken ayak bacak yosmaları canım acıyacak sevgili ışıkta dansını izlerken üç gün ömürlü kelebeklerin
çocuk gülecek suya dokunacak ayakları en kuytu köşelerde, sırasını beklemenin sabrı- umut direnecek o günden önce ölmemenin inadı
Çok güzel ve farklı bir şiir okudum. Şiirnizde sevgi, aşk, hüzün ve acıları aynı anda bulmak ise şiire başka bir güzellik katmış.
öncelikle bu güzel olumlu ve yapıcı ve dost yorum için gönülden teşekkürler‘ güneş sessizce çekerken perdesini günümüzden gönül koyduğumuz " yarimiz " çekip giderken bir kerecik olsun sevdiğimizi söyleyememenin tasası " hicranını matemine sardığımız geceye " adam gibi sevdiğimizi söylemesinide unutmuştuk’
burdan başlayalım . bu bölümdeki eleştirinizde haklısınız dost. Bu bölümde kurguda oldukca zorlandım. ilk iki dizedeki uyak ölçüsünün ve alt dizelere bağıntısının köprüsünü sağlıklı oluşturamadım ancak şiir bütün olarak okunduğu zaman bu bölüm kopuk sayılmaz çünkü konu edinilen gün batımı, giden güneş, gelense gece ve kesişme noktasında matemimiz. sevdiğimizi söylememe sıkıntısı. ancak urgudaki sıkıntıda gözardı edilemez ben de etmedim ancak burayıda toparlayamdım o anki atmosferden olsa gerek ama şiir adına olmaması gereken ki bizim gibi şiire gönül verenler adına emek değerini kayıtsızlama bizim açımızdan oldukca olumsuzluk taşıyan bir yönerme bu bağlamda gönülden teşekkür naif eleştirinize, aynı zamanda diğer yandan bir özeleştii bu
akşam safaları sözcüğünü özellikle ayırdım .biliyoruz ki çiçek adı ve gün batımına uygun bir yaşam süreci var ama bunu vermek istemedim, ayırarak yukarııdaki dizede gün batımı keyfine doldurma yapmak istedim yani akşam safalarını çiçeğin dışında başka bir anlmada kıllandım keyif alma babında Kıç güverte. burdaki büyük harf klavye hatası demeseydiniz bende farkında olmazdım açıkcası yine teşekkürler. bu sözcüğe bir açılım getireyim bu vesileyle büyük balıkçı motorlarında iki güverte vardır orta güverte kıç güverte bu bölüme ağlar konur, orta güverteye tutulan balıklar. bu dönem sezon yasağı olduğu için genelde kıç güverte boş olur bizede gün doğar masamızı atar keyfimize bakarız. Mecaz bir anlama çekilmemesi için bu açıklamada zorunluydu kanımca bu vesileyle açmış oldum sayenizde.
en son seviştiğimiz zaman bu - haz en çok sevdiğimiz çocuk (kız) dolanıyor boynumuzdan en sevdiğimiz balık öperken yanaklarımızdan’
Dize bütününde ise zarf olarak kullanılan ‘en’ sözcüğü şiirdeki okunuş ve akıcılığı olumsuz etkiliyor gibi. Ve ayrıca yine aynı bölümde alt alta tercih edilen ‘-dan’ kullanımları yine aynı aksamaya sebep oluyor bence.
bu bölümde bence bir sorun yok açalım: en son seviştiğimiz bu " en" hem zarf hemde vurgu bu dizelerde en son seviştiğimiz zaman en çok sevdiğimiz çocuk(kız) en sevdiğimiz balık dikkat edelim şiimdi dizelere zarf yükleyerek üzerine bassa basa vurgu katılıyor dizelere parantez içindeki kız çocuğun kız çocuğu olduğu anlamında. en sevdiğim çocuk desem sadece çocuk olacaktı, en sevdiğim kız desem , sevdiğim bir kız olacaktı çocukta ki kız parantezinde cinsiyet belirtimi amaç. dolayısıyla benim şiire koymak istediğim sevme vurgusu en zarfları
ne gün dü ama ne gündü ama okunuşa dikkat edelim can ses verirken ayırdığımız zaman vurgu yükledik sözcüğe güzel ve olağanüstü bir gün anlamında ne gündü ama sözcüğe herşeyi yükleyebiliriz havanın durumunu günlük yaşayışımdaki farklılkları, sıradışı ya da sıra içi yaşadığımız olayları bu anlmada ne gündü dize bütününe ses eksiksikliği verecekti .görsel olması o kadarda önemli değil dost. tabiiki dilimzde bileşik yazılan bir sözcük ancak özellikle ayrıdım vurgu yüklemek için son oalarak söylemesini de olamsı gerekn bir sözcük bu uyarınızdada haklısınız dost tekrar tekrar teşekkürler böylesine güzel ve yapıcı yorumunuzdan dolayı güzel bir şiir dostusunuz. sevgilerimle
kelebek dizelerindede haklısınz dost yanıtlamayı unutmuşum özür beyaz kelebekleri bilirsinizdir ömürleri üç gündür ve toplu ölürler müthiş bir görsel şölendir o bir sokak lambasının ışığında dans ederek toplu şekilde ölürler. bunu vermek istemiştim ama galiba siz haklısınız burdaki toplu ölümlerini olmaması gerekn bir dize
umutca tarafından 7/18/2008 5:37:08 PM zamanında düzenlenmiştir.
Şiir, anlatmak istedikleri ile hüzünlü bir ortam yaratmasını başarıyor. Bu anlattıkları arasında aşk, sevgi, özlem, dostluk, ayrılık ve her şeye rağmen yaşama sevinci gibi kavramları bulabiliriz.
‘dide’si üzerinde acem aşiran’
‘ebcet’i kırk bir kere tersten okutup can gözüne siper olanı sevdiğine kavuşturmuştuk- dosttuk’
‘suya sulanan yeşil, mavi dünya gibi ömrümüz ve yalnız’
‘ve isa’nın ayaklarını yıkayan fahişe gibi sevişecekse gündüz ve gece’
‘tutuşmamış ağaçları kurutacaksa yangınımız’
Şair, yukarıda örneklendirmeye çalıştığım şiirin kimi yerlerinde oldukça başarılı benzetme ve tasvirleri var edebilmiş.
Ve şiir içinde olan anlatımdaki şu devinim oldukça güzel:
‘çocuk gülecek suya dokunacak ayakları en kuytu köşelerde, sırasını beklemenin sabrı- umut’
İlk iki dize arasında ardı sıra gerçekleştiğini okuyunca anlayabildiğimiz bir anlatım güzelliği var bence. Ve bu şiirselliği artırır nitelikte.
Tüm bu olumlu düşüncelerime karşın olumsuz birkaç yanı da var şiirin. Bence bunlardan en önemlisi; kimi yerlerde Şairin sadeliği yakalayamaması. Bunun en belirgin örneği; ‘ışıkta dansını izlerken üç gün ömürlü kelebeklerin / toplu ölümlerini’ dizesidir. ‘kelebeklerin toplu ölümleri’ ve ‘kelebeklerin ışıkta dansı’ isim tamlamaları birbiri peşi sıra iki dizede kullanılması biraz fazlalık gibi geldi bana. Okuru yormanın yanı sıra anlatımın anlaşılırlığını da zorlamakta gibi.
‘güneş sessizce çekerken perdesini günümüzden gönül koyduğumuz " yarimiz " çekip giderken bir kerecik olsun sevdiğimizi söyleyememenin tasası " hicranını matemine sardığımız geceye " adam gibi sevdiğimizi söylemesinide unutmuştuk’
Bu bölümde bir anlam karmaşası yaşanmış gibi. Belli bir sıralamaya koyulamıyor dizeler. Belki de bu benden kaynaklı bir durumdur; bilemiyorum. Ancak şiirin gerek anlatım gerek okunuş bakımından aksadığı bir bölüm olarak dikkat çekiyor.
‘akşam safalarına’ sözcük grubu bitişik yazılmalı gibi bir düşünce var kafamda. Belki Şair farklı bir anlatım yakalamak amaçlı ayırmış olabilir; bilemiyorum. Sorgulamasını Şair yapacaktır.
Şiirin tamamında – başlık hariç – tek büyük harfli sözcüğün ‘Kıç’ olması Şairce bir tercih midir yoksa gözden kaçan bir durum mu var acaba? Elbette Şaire söz düşecektir bu konuda. Bu hatırlatmamın sözcüğün anlamı ile herhangi bir ilişkisi olmadığını bilmem belirtmeme gerek var mı. Hiç sanmıyorum gerek olduğunu.
‘en son seviştiğimiz zaman bu - haz en çok sevdiğimiz çocuk (kız) dolanıyor boynumuzdan en sevdiğimiz balık öperken yanaklarımızdan’
Dize bütününde ise zarf olarak kullanılan ‘en’ sözcüğü şiirdeki okunuş ve akıcılığı olumsuz etkiliyor gibi. Ve ayrıca yine aynı bölümde alt alta tercih edilen ‘-dan’ kullanımları yine aynı aksamaya sebep oluyor bence.
‘ne gün dü ama’ dizesindeki ‘gün dü’ kullanımı için birleşik yazılması şiirin görsel yanını daha güçlü kılacaktır düşüncesini savunabilirim.
‘adam gibi sevdiğimizi söylemesinide unutmuştuk’ dizesinde kullanılmış olan ‘söylemesinide’ sözcüğüne bitişik yazılmış olan ‘-de’ eki bağlaç görevinde kullanıldığından anlam karmaşası yaratmaması açısından sözcüğe ayrı yazılmalıdır bence.
Ve tüm bunlara ek olarak ‘-’ kullanımı ile Şairce ek bir nefesi şiirde var etmesine karşın ‘()’ içi kullanımının şiirde fazlalık yarattığını söyleyebilirim.
Bence olumlu ve olumsuz yanlarını paylaştığım şiirinizi tebrik ederim Sevgili umutca.
tutuşmamış ağaçları kurutacaksa yangınımız kızılca kıyamet kopsa da fayda düşer mi payımıza.....................................DÜŞMEZ OLURMU HİÇ; O YÜZDEN ŞAİR OLURUZ;KAİNATI DEVİRİR YENİDEN KURARIZ.daha çok nesir şiir tadındaydı.ŞİİRDİ.PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKKÜRLER!
Şiiri okurken yaşaştıyorsunuz, dalıp dalıp gidiyor gözlerim mavi sulara, ufuk çizgisine, gündoğumlarına, günbatımlarına, evet dediğiniz gibi güneşin denizle sevişme sahnesine, yakamoz doluyor gözlerime, dost sohbetleri geliyor usuma çıkında ne varsa paylaşılan, keder,hüzün ve umut en çok da...çok çok sevdim bu şiiri de...hüzünler de olsa garip bir huzur buluyorum bu sayfada,belki de maviyi çok sevmemden denize aşık olmamdan...mavi kurdele benden ipeğinden...
kanalın birinde yangın ormanları küfredeceğim gelmişine geçmişine ortalık yerde dolanırken ayak bacak yosmaları canım acıyacak sevgili ışıkta dansını izlerken üç gün ömürlü kelebeklerin toplu ölümlerini
kederin soyunu kurutmak ne güzel kurur mu dersin dost kederler
hala biryerlerde insanlar ağlıyorken ülkem satılıyor ,ormanlarımız ve tarihimiz yanıyorken ve ve ve...
bilirim yinede herşeye rağmen umut dersin umutca ve mavi yüreğine yakışır şiirdi alkışlanası
hani mavi kurdelayı sen takarsın ya şiirlerimize ...hani hep onurlandırırsın ya bizi şimdi kurdelelerin her rengi ille de mavisi senin iyi ki yazıyorsun iyi ki paylaşıyorsun bizimle dost ...sağol varol sevgiyle saygıyla hep
gülenaz tarafından 7/17/2008 5:03:36 PM zamanında düzenlenmiştir.
kanalın birinde yangın ormanları küfredeceğim gelmişine geçmişine ortalık yerde dolanırken ayak bacak yosmaları canım acıyacak sevgili ışıkta dansını izlerken üç gün ömürlü kelebeklerin toplu ölümlerini ............... Şairin duygusallığı ve isyanı bir arada.... Tebrikler..güzeldi.
içimizde yeşerttiğimiz bir yeşerebilseydi dışında..gün ,güneş yüzü görürdü akşam safaları,açılır saçılırdı deniz....yaşarır, yeşerirdi tüm nesneler....özlemin gözü gönlü sükun içinde kapanırdı gözleri.. Aşk ölse bile özlemin gözü açık gitmezdi...
şiir...GÜNBATIMI ÇOCUKLARI..söktü.söktü aldı içimden...dillendirdi beni...
yürekten sevgi ve selamlar umut ustama...şaire..şiirine
hüznümüzün ince gözünde gam, gönlümüz nihan dide’si üzerinde acem aşiran günebakan düşlerimizde su çatımları- gün batımları sevgili bu akşam; kederinde soyunu kurutmuştuk
rakı, balık, salata bir de üfürükçü osman ne gün dü ama ebcet’i kırk bir kere tersten okutup can gözüne siper olanı sevdiğine kavuşturmuştuk- dosttuk
kutlarım... çok değişik bir tadı vardı bu dizelerin... iyotun kokusu sinmiş sayfaya...balık ağlarının gölgesi ve şafak sonrası yorgunuğu...
"suya sulanan yeşil, mavi dünya gibi ömrümüz ve yalnız"
" can gözüne siper olanı sevdiğine kavuşturmuştuk- dosttuk"
Sözcükleri nasıl bu denli ustaca dizileyip, oynayabiliyorsunuz onlarla... Nasıl bi güzellik yaratmaktır bu, hayran olunacak kadar etkili? Şiirlerinizi okumak büyük keyif ... Teşekkür ederim. sağlıcakla olun, maviliklerde ve sevgilerle....
mavi umut tarafından 7/17/2008 12:15:39 AM zamanında düzenlenmiştir.
suya dokunacak ayakları
en kuytu köşelerde, sırasını beklemenin sabrı- umut
direnecek
o günden önce ölmemenin inadı
yaşamasarılmanın adı umut şiir beni inanılmaz etkiledi