İskeletlere (el Halim)
El Halim,
Yeryüzünde milyonlarca tür, Secde ve şükür eder, Lütfedilen hayata müteşekkir, yaşar özgür. Neslinin devamında var ki hikmet, Hür bırakılmalarında da yok bir garabet… Hürriyetin kadrinden bîhaber bir tür, Ertelenmesinde arayacağına bir isabet, Dünyada ister adalet. Ve ayağına dolansa da ettiği gıybet, Beyhude tartışır hakla batılı! Bre münasebetsiz iskelet, Derhal kesilse bilet, Kalır mı ortalıkta, Tacizci, gaspçı, işgalci aklı kıt musibet? İsteyenin olsa cennet, Kim verir o zaman imtihana önem? İşlenecek ki bol bol günah dolacak cehennem? Bre isabetsiz iskelet, Ceza anında verilse şayet, Kalır mı hayatta, Türlü cinayet zanlısı milyarlarca iki ayaklı gudubet? Şüphesiz dolacak İblise verilen mühlet, Ve gelecek elbet, Anne ile çocuğun birbirini tanımayacakları gün de ... Ah, o etsiz iskelet, Okusa bir Kur’anı! Azap gününden korkar, merhamet ister, Rahmet diler, himmet diler… Şerden hayra döner diller… Velakin, Sur’a üflenene kadar böyle dönecek devran Edilecek insan hayır ile de şer ile de imtihan, Ve tadacak ölümü her nefis, Sorulacak hesabı nasıl alınıp verildi o sayılı nefes! Duydun mu abdestsiz iskelet, Az sabret, Mercek altındayız daha! Dünya hayatı ne ki, Bir varmış, bir yokmuş, Allah’ın kulu pek çokmuş… Sabret, Sıra sana da, bana da gelecek! (Allah’ın yedi güzel ismine atfen yazılan şiir serisinin ikincisii) Zeybek Necip |
Şu hayat serüvenine!
Bizi nerelere getirdi,
Hedefimiz neydi,
Gerçekler ne diye.
„Deşifre” etmek lazım desem de,
Meraktan,
Çözemiyorum!
Çözmekte istemiyorum,
Zamanla bunu görüyorum....
Gerçi,
Çözümü de belli,
Hesabı da belli,
Aslında sonu da belli.
İki nokta iki çarpı sekiz,
Bazen de dokuza çarpılır kefeni.
Bir varmış bir yokmuş gibi...
Manidar şiirinizi kutlarım hocam,
Kaleminiz daim olsun.
Saygı ile...