Katre-i Matem
yüreğim ağzımda
vokalistlik yapsana acılarıma sığamıyorum ! sığınamıyorum kalbimde nasır tutmuş sızıma.. apayrı bir yolda zılgıtın o sesi kurşuna yakalandı.. gözlerim kan sözlerim hoyrat.. ondandır şiirlerin asılması omuzlarıma .. yalandan da olsa duy bunları.. *Sen ki cânâ katıksın... yoksan çatısı yıkık bu viranenin bilesin, yazasın kader defterine.. ... ’’en çok geceleri anardım çocuk hayallerimi yığılır kalırdı susardı herşey.. sinerdi sokak lambalarının alaf’ı kuşatılırdı her köşe başı san ki bir ben kalırdım duldasında hayatın ki ben en çok hayallarimden vurulmuştum’’ nasıl his bilirim.. __ yezidin çalısı gırtlakta inzibatta döner kerbelanın çarkı iner hâl bilmez iblis hizada gövdemde öyle bir ceza ki bu hep başkasının kabusu hep kanla kirletilmiş zaman ve ihanete değen kocaman bir kent .. kavramı tamahkar bir kesik her gece matem olur göz çukurlarıma kâh suya bulanır ellerim deniz olur.. kâh derya olur ayaklarım da yeniden yaralanır yeniden kalkar gövdem mahşere oysa ki çatlayana kadar ’acı’ çocukların avuçlarındaydı bî-çâre yediverenler hiç sevilmemiş hiç gülmemişti buğday benizli anneler.. yumarım içimdeki en kırıntı umutları ley’l geceye sürgün ederim yanımın kırıklıklarını.. uykum bıçaklanır yusuf’ca kâh lanet eder züleyhaca kâh haman olur vurur firavunca kirlenir sevinçler hor olur sevdalar.. ve geriden gelen aynı ses ’korkarım’ ki sen hep bana korkma derdin ... rahman adına fitne fücur nakaratlarını peşpeşe yağdırma kapıma.. düşün loş yeşillikler köhne hırslar esvâp’ı yamalı yaşlı nineler kaldır bu mahcup sesi içimden gitsin bu otaktan dallara vuran yetimlik.. .. .. ve ömrümün sebebi en iyi sen bilirsin beni üryanda olsam paslı aynalarda gizlendiğim her yerde en iyi sen görürdün beni... ki merhametin çarkı ruhumda erimiş çiğ tanesi .. ... can çıkar huy çıkmaz derdi dedem ne de doğru demiş.. kendini tekrar külünden yaratan anka kuşu safsatasıda yalan.. ve yalan tüm meydanlar! kubbelerden duyulan tenha bereket sığmaz mavzer gibi.. içilir kızılcık şerbeti niyetine ardı kıtlık kıran önü alaturka tarih vurur bilirim vurur! biliyorum ihtişamı masal gibiydi ve ben aynı saatlerde vuruldum acıyan yerlerim aynı yerden kanadı .. ... Belma. |
yığılır kalırdı susardı her şey..
sinerdi sokak lambalarının alaf’ı
kuşatılırdı her köşe başı san ki
bir ben kalırdım duldasında hayatın
ki ben en çok hayallerimden vurulmuştum’’
nasıl his bilirim..
Şemsin dediği gibi
''Ayağında Diken Yarası Olmayan,
Sinesine GüL Kokusu Süremez ...''
Acıtan yolculuklar güzelleştiriyor bizi.
Kaleminiz şiir koksun daim... Selamlar.