Amennâ
yoksun...
tekrarlıyor yine hüzün türküleri.. keder biçiyor pervasız yorgun bakışlarım ... ’’dudağımda ilan edilmiş isyanlar varken alnımın çatı mim olsa yokluğuna ne yazar...’’ -- ömrüme pay edilmiş ne varsa pencerenin ışığı kalbimin mâhurluğu nereye üflese zaman ikiye bölünen yalnızlık.. biri sözler içinde hükümsüz diğeri arsız cam kırıkları şimdi yedi kat alem cem etse sen yoksan ne yazar .. .. çekilse şu gövdem bedenimden ardında kocaman sahipsiz mezarlar var gerdanımda taşıdığım ateşlerden çektiğim sen... şimdi avuçlarıma sunduğun zühre yıldızları gözlerimden öpse sen yoksan ne yazar.. .. kuytulara saklı güvercin gibi nazenin sevme şeklim annemden kalma deyip aldanmacalarım hükümsüz.. bunun da çözümü yok.. birazdan bir rüzgar gelip elleri kamburumda ’dua’ etse umutlarını serpse telaşlı yanlarıma sen yoksan ne yazar.. .. ve biz seninle.. sırtı sıvazlanmayan ’yetim’ ve ucu hiç birleşmeyen nehiriz.. ... ’’okkalı bir yalnızlıktı benim ki tonlarca vurulmuşken kirpiklerimden bu yaranın kabuğuna da âmennâ kanadına küsen kuşlarada âmennâ âmennâ gökyüzüne âmennâ ..’’ Belma. |
denizler boğuşuyor içimde
Bu sevgiyi içime düşürene de
Amenna..
Yüreğiniz dert görmesin şairem sevgilerimle..