"ay hep oradadır fakat dünyanı karartmadan göstermez sana kendini"
***
kırmızı bir orman kuşundan bahseder efsaneler yirmi yedi değişik sesle öten tek yaşamış nesli ürememiş hiç kimseyi yanaştırmamış yanına kimseyi sevmemiş tek yaratmış onu tanrı demiş ki "o benim"
alıp gelirmiş yağmurlarını bulutlar o üst perde ötünce ağaçlar çiçekler böcekler hepsi yemyeşil bir halıda tek başına raksedermiş dağları titretir tepeleri silkelermiş sesi kırmızı kutsalmış o vakit ve yasakmış ondan başka herkese Aida demiş ona tanrı ve yasaklamış tüm ormana "dokunma ona sadece izle/dinle"
masal bu ya tüm orman eşlik edermiş ceylanları ağaca çıkarırmış sesi filleri uçururmuş gök yüzüne zarafet ve asalet bile ondan sonra girmiş lügâte
sonra birden kaybolup gitmiş bir daha gören olmamış sesini duyan ne ormanda ne yeryüzünde karanlık basmış her yeri ondan beridir kutsal saymışlar onun anısına kırmızı karanfilleri
...
ne zaman bu masalı dinlesem gece gibi kararır içim kendimi sönmüş bir mum gibi soğuk fakat sönmemiş kireç gibi tâze hissederim kaldırırım başımı göğe ve bilirim ki
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Aida'ya Serenatlar 1 - Kırmızı Karanfil şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Aida'ya Serenatlar 1 - Kırmızı Karanfil şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
masallar içinden kırmızı orman kuşları Evrenin kitabı bir evrenin evrildiği inandığımız iman ettiğimiz 'Aida' gibi bir masala misafir midir adıyla müsemma yoksa kırmızı sakallı topal bir karınca fil sultanı masalında masallar mı yoksa şiir tadında anlatmalı iyi şairler sizin göreviniz bu karanfil sonra toprağa en çok yakışan gidenlerin ardından ağıttır en çok karanfil şiiri okurken beyaz bir güvercin geçiyor ağzında zeytin dalı umutla karanfil kokuyor Aida bir karınca yol alıyor direnerek kırmızı bir orman kuşu gibidir insanın hayatında birisi ama illa ki birisi karanlığın çaresi 'O benim', 'hiç kimse dokunmasın' evet...
ne desek az kalacak masal şiir öykü kısa ama yarım kalnayan masallar kadar güzel anlatılan her masal kadar özel
hangisi kötü? sevememek mi? sevilmemek mi? ağdalı bir söylem hele ki duygu sarmalında yitip giden ömre hezeyanda bulunurken... körü körüne sevmek... haddinden fazla sevmek... haddimiz değil mi yoksa? sevilmek mi?
her şeyin çok çok ötesinde olan şeyler var ve insanlar.
sevda ve özlem vardı,duygulu, her zamanki gibi çok güzeldi, çok acıklıydı, yüreğine sağlık Üstadım , ders vericiydi,akıcı anlamlı düşündürücüydü kutluyorum Dualarımla selamlarımla
sevda ve özlem vardı,duygulu, her zamanki gibi çok güzeldi, çok acıklıydı, yüreğine sağlık Üstadım , ders vericiydi,akıcı anlamlı düşündürücüydü kutluyorum Dualarımla selamlarımla
''ne zaman bu masalı dinlesem gece gibi kararır içim kendimi sönmüş bir mum gibi soğuk fakat sönmemiş kireç gibi tâze hissederim kaldırırım başımı göğe ve bilirim ki
karanlığa çare hep Aida’n gelir!..'' tek kelime ile harika bir şiir yüreğinize sağlık.
masallar içinden
kırmızı orman kuşları Evrenin kitabı
bir evrenin evrildiği inandığımız iman ettiğimiz
'Aida' gibi bir masala misafir midir adıyla müsemma
yoksa kırmızı sakallı topal bir karınca fil sultanı masalında masallar mı yoksa şiir tadında anlatmalı iyi şairler sizin göreviniz bu
karanfil sonra
toprağa en çok yakışan gidenlerin ardından
ağıttır en çok karanfil
şiiri okurken beyaz bir güvercin geçiyor ağzında zeytin dalı umutla
karanfil kokuyor Aida
bir karınca yol alıyor direnerek
kırmızı bir orman kuşu gibidir insanın hayatında birisi
ama illa ki birisi
karanlığın çaresi
'O benim', 'hiç kimse dokunmasın'
evet...
ne desek az kalacak masal şiir öykü kısa ama yarım kalnayan masallar kadar güzel anlatılan her masal kadar özel
var olun siz
saygı ve esenlikle değerli Şair
Aşkar...