İflah Olmaz Bir Yarakırgınlıklarımı bantlasan tutmaz düşer yine yerlere dağılırım içimde yankılanan bir acı var ki susmaz uykularımı kaçırır yine her gece çığlıklarım sürgün yemişlerin iflah olmazların sıfatı kazınmışken suratıma yine gelip alsan da beni koynuna ne çare kapanmaz artık açtığın yaralarım şimdi tüm geç kalmışlıkları yüklenip gelmişken karşıma tut ki yine sevdim seni ne fark eder ki söylesene her dokunuşun derime batan bir iğne gibi olur sadece yeniden karışsa nefesinin nefesime bir mezar daha kazar dudakların cehennemdeki kalbime hani ufacık bir tebessüm bile yerleştirsem senin için yüzüme alev alır tüm gülüşler acısıyla dağlanırım ben sadece üzgünüm yapamam artık çok ama çok geç kaldın bana dönmek için çünkü zaman ne senin dönüşünü beklemek için durdu ne de geçip giderken üzerimden çektiğim acılardan beni korudu öyle çaresiz kaldım ki ardından hatıraların üzerine örttüğüm yosunlar bile yalnızlıktan kurudu bu yüzden ne eski ne de yeni vedalara ihtiyacım yok artık hiçbir şey demeden öylece çekip gidebilirsin de sen sadece giderken bir taş koy ki başucuma ölü yosunlar üşümesin hiç olmazsa |