Nice zamandır geziyorum dağda,kırda,bayırda
Bulamadım hâlâ bir dost, soluksuz ben bu yolda
Acıyorum haline kiminin, sırtlanmış derdini boşa hayatın
Bize düşenle gidelim desem, gelir miydin?

Ölçümüzü sınırladık, yeter olanı hep bildik
Acı günde sırt döneni yaşlı gözde sildik, sildik.
Kişiye değerden düşüren o değil mi, yere batsın kemlik
El ele verelim de gülelim desem, gülmez miydin?

Tınıları da sazın incitiyor has yürekleri
Rezaletten kaçar elbet her dem, er dediğin kişi
Tutmamız gereken sözler var ve daha nicesi
Bir sır versem sana, tutmaz mıydın?

Sevmek var ya sevmek, en temiz duygu
En derininde uyandırır beni , aşk dediğimiz o vurgu
Boşa uğraşma, yitenin yerine olmaz ki dolgu
Sırra kadem bassak desem, basar mıydın?

Uzanır da dağların zirvesi engine engine
İyiler bulur mu bilmem dengi dengini
Ateşlerde yanar yürek, kanar da onmaz yara
Mecnun olup düşşem çöle, arar mıydın?

Kalan ömrün olsun senin, yok bana faydası
Ömre düşen ve kalansa, hayatın kıssası
Dostu vefalı kılan o ki, vefası vefası
Mezarıma kırk yılda bir gel desem, gelir miydin?...

Senin olsun ne varsa benden kalan kalan
İnan ki cümbüşüyle şu hayat, kocaman bir yalan
Sen istersen ; gez, dolaş, o yan bu yan
Arkamdan etsen de güzel bir söz, duyar mıydım?

Gördün mü nasıl da haindir yıllar, yıprattı bizi
Ne diş kaldı sağlam, ne de güzellik yüzdeki
Sunaları, badeleri ,… ne var sen say içindeki
Değmez kanma, sevgilerdir en güzeli
Hey yâr, gülüşünü düşürme ki, o bir gül bahçesi
Bilinmedik denizlere yelkeni, benim ile açar mıydın?
Oğuzhan KÜLTE