Acı YanılgıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Abla-kardeş çocukluk sohbeti üzerine.
geçer sandım kaderin sillesinin acısı büyüdükçe azalır sandım ruhumdaki yanık izlerinin kabartısı öğrendikçe yeterim sandım soruları sürekli değişen apaynı cevaplara dayanabilir sandım ayaklarım uzayıp giden yolları arşınlamaya yaş geçtikçe yaşlar da geçer sandım doğar sandım yine gözlerimdeki gün ışığı geçirebilecektim böylece ruhuma işlemiş rutubetin o leş gibi kokusunu lazım olur diye sakladım bir gün naftalin kokmuş çocuk gülümşeyişleri ahşap bir sandığa takabilecektim böylece çıkarıp onları en fiyakali kiyafetimin hazır ol da beklettiğim yakasına şimdi nasıl da yanılmışım mı demeliyim aynada bana hesap soran yansımama nasıl saflıkla inandırmışım kendimi oysa gün geceye yenilse bile en baştan başlamaya düşünüyorum da bakarken ruhumdaki çocuk yanığıma ilk anım yandığımsa ilk duygum çok acıdığımsa o zaman neden şaşırıyorum halen içimim sürekli acı acı yanmasına |
Şiirin aydınlık ruhu yazarken içdünyasını soyup ortalık yerede bırakmış zaten.
Gerisini doğaya bırakın...
Toprak halleder kötülerini size altın madeni kalır.
Devam derim.