Son Perde
Son Perde
ne çok kavga taşır yüreğine sırtında sürgünizi yara kepenkleri kapanan mutluluğun üzerine oturur esmer yalnızlık ışığa yük, şavkına düşer gölge karanlığın voltasında çıkagelir gece aklın yokuşundan uçurulur gerçek çıngarın ortasında sıkışan vicdanında konar-göçer bedenlerde sığıntı kalırsın aynı hüznün girdabında savrulursun sonunda kımıltısız oturur şehrin ayazında gözünde nem, onyılların yorgunluğuyla doru atlar gibi geçer önünden ömür sayıları belli günlerin önüsıra panayır ve pazarına kurulursun yeniden töre değil, gözlerini yum, bu bir son ve siner mezar taşlarına künyen.. İlkay Coşkun 02.09.2012 Edebiyat Ufku Dergisi Sayı 43- Ekim 2012 |