Teknoroman/tik
Teknoroman/tik
ne yapıp ne edip yakmalı resmin köşelerini aynı film sahnesi gözlerde oynayan bir kızla bir oğlanın ayarlı çarpışması koridorda salına salına yürüyüşü var ki her şey ortada döşünde gülün, ağzında bir çift lafın olsun senin kalemi koydum ortaya, sil baştan yazalım yeni defterleri eski türk filmlerinden sahneler koyalım senaryolara hulusi kentmen, erol taş lar da olabilir neden olmasın, tuz biber siyah beyaz olsun boşver hayatın, ne bulduk ki renklerimizden market yerine komşulardan alınan öteberi gibi ödünç olsun her şeyimiz ne yapıp ne edip yakmalı resmin köşelerini, dijitalde olsa biri ölünce mahallede, günlerce facebook açılmasın mesela yada acıklıbirfilm seyredip ağlamaklı sarılalım birbirimize yanaklarımızı oyalı mendiller okşasın, annemizin ördüğü kazakları giyelim eşimizin işlediği dantelli havlular tutuşturulsun ellerimize suskun dedeler, nineler yerine konuşkan bilgeler otursun köşe başlarında lokman hekim menşeili, koca karı şurupları olsa o da olur türkiye ye dönüş yapamayan gurbetçi kırılganlığı varken üzerimizde emekliliğinde köyüne dönen memur gibi vefalı olsak keşke evi barkı kendince çevreleyip sınırları pekiştirelim artık ne yapıp ne edip yakmalı geçmişin bütün resimlerini, haşa.. eski bir mezar yerinden geçerken bildiğimiz bütün duaları okuyalım ifadesini alalım eve geç gelen oğlanların, kızların. Eve geç gelmesi mi olurmuş ne ölsün ne solsun, sallansın bütün gerçekliğimiz, hareket işte blues, caz müziğinde tvist yapalım, olmadı bu da olur ekranın, teknoromantik dokunuşların önündesin şimdi, işte sanal hayat burası İlkay Coşkun 18.03.2012 |
Yüreğine emeğine sağlık
_____________________________________Selamlar