Kayıp Güz Düşleri
eylül
bulutu içer, sıcak
beyaz tenini
açar narenciye gözesinde dalların
tokmaklı kapılar önünde hazan iklimler
biriktir yapraklarını, elvan tomurcukların döl tutar
kar yağdırır, kül rengi dudaklarından inciler
gecede kurulur, mili kaymış sulusepken düşlerin
oğul vermez çıplaklığı, koynuna
dost toprağın
süt kokar, iksiri damıtılmış melez
zaman yürür, susuz çöl arklarında dolu fıçılar
hapseder
sevda mahzeninde, deli akan kanları
harmanında devleşir, yoğrulduğum yalnızlık
çare olmaz sarmalayışın, karganın ağzındayken ceviz
ezberim bozulur, aklımda yol alırken gördüklerim
kararır toprakta baharın, ağlayarak kükre yüzüme
çek içine
yalancı ayazları, zemheri burada değil
hey gözüm güz mevsimi sanrıları biriktirme başıma
sorgusuz saplanır yüreğime,
aşkın kör temreni
tane vermeyen darı kadar, aldatmadım ki seni
nasıl olsa gözlerimi öper ay, mehtabında serinlerken rüzgâr
yellendirir kayıp değirmenlerimi, dönerek beynimde kırk y â r.
İlkay Coşkun
28.08.2009