YAŞLI DÜNYA...Kirli bir mevsimin alın teriydi Bulutlardan süzülen kinin de mimarı Elbet yeryüzü zürafaları Hani boyları uzun ya Sırların dökümünde heceleri de mahlas bilen Bir başkaldırı. Anlık bir gayretle temaşa sanatı Sonlara uzanan göğün paralelinde İnsansız şehirler ısmarlayan yaralı martı. İstanbul’un tininde körle yatan şaşı kalkar misali Sokak aralarında boş nidalar Göğün kepenkleri de ardına kadar kapalı Elemin ve acının tiz sesinde. Muhtırası kaderin Bir avuç acıda mı saklıydı bekası mevsimin? Külüstür yürekler Lenduha menziller Varlık eğer ki bir kıstas Sözcükler mi diline kilit vuran şairin heybesinden Dökülen gözyaşına nazire eden? Sinsi ve ısrarlı: Bir delik; Bir yama; Dillerde hurafe: Ölümü mimleyen yalnız kıtalar İnsanlığın maruzatı ket vuran huzura Nefsine hâkim olmayan sırdaş köleler Elbet teyakkuzda evren, dercesine Misilleme yapan her renkte Dansı ölümün nakaratları eksik etmeden Dokunduğu her canlı dünden miras Kaygıların da eseri. Ne aşktan eser kaldı Ne de ihlaslı yüreklerin izi düştü yere göğe Tanrısal bir içgüdü adeta Dünyaya hükümran olan safsata yüklü kaynakçasında Belalı zamanların nasırlı elleri Nasıl ki pençesini geçirdi yaralı göğe. Kutsanan her acı Kuduran her nefis İdam sehpasında hazır ol’da yorgun cellat Kelle başı isyan, Payidar kılınan İklimin de bekası elbet yaralı surlarında Kentsel dönüşüm adeta İçine kapanan yaralar. Zemherilerde tutsak kalmışlığın iadesi Kayrasında mazinin Çizgiyi de çekip Sığınmakla sinmek arasında verilen emir. Bir vaveyla Bir de sükûn dileyen yaşlı dünyanın esareti Hinoğluhin her hurafe Gölgelerden hırsını alan kâhin. Şimdi toplanalım Gerekirse küselim Serzenişlere de esir düşelim Boyumuzu aştı madem acılar ve zulüm: Şunun şurasında ölüme ne kaldı? Galeyana gelen kader İstiflediği kadar bil mukabil keder Şifresi bilinmezin elbet saklı kalbinde doğmamış çocuğun: Bir cüretse terk edilmişlik Bir gıybet ise süregelen nesiller boyu Ayyuka çıktı isyanı insanoğlunun. Devasa rahmet taşkın gönüllerde Rabbin sopası yok madem Mazlumun kepaze edildiği her edim Günü geldi infazı bedellerin Taciz edilen her masum yürek ve mazlum Ah’ını alan nice zalim; Devindikçe yerküre İnsanlık mağdur ve yerle yeksan. |