dahilikartık ölüm yoktur-sadece bedenden kurtuluş vardır bir memleket özlemindeyim deli gibi doluyor burnuma sıla sıla özlemek anlamına mı geliyordu sahi evet güneş rengi topraklar boyu özlem demekti esmer bir genç adamın teninde boy veren vatan misali hafızam çok zayıftır benim ama söylemek istediğim bir şey daha var aslında dönme dolaplara binin saatlerce kalın ve sonra da kusun hayatı kusmuş gibi hissedeceksiniz inanın anıları özlemi tüm geçmişi ve size söz veriyorum unutacaksınız her şeyi söylemekkadarkolaymı bir gece yarısı yazıyorum bu satırları kirpiklerimden kanayarak yazıyorum hemde ruhumun neresine denk düşüyorsunuz peki geminin mutfağında canlı canlı haşlanarak ölmeyi bekleyen ıstakozlar için titanic’in batması bir mucize miydi tüm körler aynı mı görürdü yani mezar taşları gibi miydi yalan söylemek eski bir fotoğraf karesinin siyah beyazlığına dalıyorum kamerayı tutan gerçek kim ben neden böyle gülmüşüm ki yeni mi doğmuşum acaba gökyüzüne bakıyorum kuşları görüyorum sadece uçmak özgürlük müydü diyorum gözlerime kuş mu olsaydım keşke olsaydım gökolalımmhepbirlikte sancılarımdan doğruluyorum hayata duvarların da sesi varmış sessizliğimden öğreniyorum bunu da yine bir dönme dolaba biniyorum birkaç sokak arkası mezarlık hayatın ayrıldığı yer burası mı ki bildiğim o şeyi neden bilmiyorum ki peki o zaman diyorum peki buna da peki darlanıyorumillaki bir çay içiyorum küllen şekersiz mutfağa gidip şeker arayacak halim yok yorgun muyum kış geldi geçti bahar kapıda ellerim çok korkunç üşüyor sebebini bilsem ki bana bir merhaba uzatır mısınız vasat olmasın ama lütfen saçlarımı tarıyorum arsızca dökülüyorlar yaşlandım mı diyorum perdelerde çok eskimiş eşyalar da yorulurmuş herkes kaçıyordu içimde evet ama siz benim üzerime basarak kaçtınız sizleri ayak izlerinden bile tanımak işte bu tam bir delilikti o delilik my |
yol sancısı mı acaba...