YANIK MISRALAR
Kan kırmızı günlerin enkazı altında kaldım Hafız
Bal tüten gözler çekilirken Kaf Dağına Soluğumda buz esintisi vardı Kalbimin kolonlarında kuş cıvıltısı Ve damarlarımın kirişlerinde kan sızıntısı Ölmek istedim ölümün pervazsız penceresinde Ölmek ki kader kesiği muştuydu Bakışlar çürürken membasında Yol almak ukbaya Şiir tadında kaldı kursağımda Hasretle pıhtılaşan karanlığa doydum Hafız Efsunlu sözler dağlarken yaralarımı Geceye mihmandım zemheri saatlerinde Dalında kuruyan taze gülleri gördü bu gözler İçi yağmalanmış mısraların intiharını Ayaz vurmuş yüreklerin ilkbaharını İhanet göveren memelerden süzülen kin buharını Gördüm dönmedi ,parçalandı dilim Köz püskürdüm ne var ki sönmedi ruhum Bizi silip süpüren metal yorgunu bu hayat Nefret edilecek kadar anlamsız beyaz Hafız Bulutlar olduğundan kesif Rüzgar kör ocak misali keyifsiz Gürlese de sema yağmur epeydir sessiz Hem bulutları da vurdular paslı bir rovalverle Tadını emdiler güneşin Posasından ışımaz artık hanemize yazılacak bir yıldız Gidelim Hafız gitmek çok net beyaz Ölsek bile bu beden bu yürekle Hiçbir mezara sığmaz… |