İlk Sual
yüzüm kararmıştı
aynada gülümseyen kömürcü köstebek eğip denizin salkımını yıkamaya devam etti yüzünü ne balıklar geçti aramızdan ne ayrılıklar kör ışığı ile fenerini yanaştırdı bir yolcu dedi veda ettim gün ışığının aşkına yorgun uykuların girdabından girip düşüverdim birdenbire karanlığına yalnızlık kalanların tek başına oynadığı ilk sual korkuyor olmalısın bilmiyorsan eğer aniden uyandığın mavilikleri unut ıssızlığa sızan hayalimizi sev düşlerimi bozup kumsallara uzandım iki yaralı gemi boğulan ölüleri topluyordu tatlı rüyalarından uyananlar için uzayan gece festivalini size sevimli kıldık ağırlaştı da ağırlık karabasan ne varsa suç üstü süslenmiş bir vazonun yanına koyulduk ellerimi iliştirip hatırlatmak istedim kendimi yüzleşmek için sizinle aynı sona. |