SINIR TANIMASA DA DUYGULAR...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Hecenin neminde saklıydı yeis ve kükreyen her nida soyut bir kazanım idi muradın dillendiği ve yüreğin direndiği… Sınırsızlığın fasiküllerinde ölü bir yeis Miadı dolmuş tükenişin dirildiği bir hüzün deryası Bolca nemli yasa düşmüş yer gök, sığdıramaz da acısını Kehanetler dillenirken Direnirken zaman Ve nice koşut İşte alfabenin otuzuncu harfi. Minnet etmeden yaşamakla Yan bastığım bir mıntıka Düşlerin gerçeklere olan inancı Reddi güç kabulü de ölümün Yüzümü yalayıp da geçen nice şahit Sevdalı olmaksa yüreğin de düştüğü o tuzak. Kendine uzak evrene yakın Sancılı bir güdü mevsimin sönük ferine İtaat eden yalnızlığın kâbusuna Sığınan yaftalar. Kırık yürekler havuzu Sabit bir mesafe Sınır tanımasa da duygular Sinirli hücre mahkûmları Kaptı kaçtı hayaller Yitip giden coşkunun kayıp frekansı. Dert etmeden yaşamaksa ne fayda İhanet edilesi yüreğin fermanı Elbette bit yeniği Bir fetva açığa alınan Bir sanduka yerini yadırgayan Fani şiirler ve fevri kalem Kendine uzanmaksa ket vurulmuş bir yemin Ölüme dair bir serzeniş Göğün g/örüntüsü yastan ibaret bir zemin. Elem rencideden doğan Aşka duyulan inanç ve hüzün Altın tepside ikram Sönük neşenin bekası direndiğine binaen Sanıkların firarı Taş oturmuş bir kez yürekteki boşluğa Aşkla kıyama duran acıdan arda kalan Son fetva. |