Papyonlu acılar
Evcil bir acının mayına bastığı kavgalı bir uykudan uyanıyorum.
Ellerim, Ayaklarım, Kollarım paramparça. Kelimelerim toprağa düşüyor, toprağı alıp yüzüme sürüyorum. Teyemmüm;bilinç dışı zerreni zerrede aramaktır. Ne acı, merhametli bir anı olarak kalamamak. Papyonlu bir ölüm gibi boylu boyunca uzanmak... Şimdi; Sen eskiyen bir ırmak, ben atılmamış bir çığlık gibi hapsolmuşuz bir zaman parçasında. Nereye dönsek cümlesinde döngüsünü yitiriyor bütün anlamlar. Mitolojik bir peygamber oluyorum sonra Bazen tırnak içinde biraz Tanrı, Yaralı bir aşkı karşıdan karşıya geçiriyorum sırtımda. Kahverengi bir atlasta kahverengi çocuklarım oluyor Kahve rengi okşuyorum saçlarını. Korkuyorum sonra çocuk olmaktan Gülüşü mekenşe kokulu bir annenin düşlerine kaçıyorum. Ermeni bir taksi şoförünün camına çarpan yağmur tanesi gibi düşüyorum. Mitolojilerle mutluyduk oysa Pynst. |
Acı kıyafet değiştiriyor mu
Aksesuar