HER YEMİN...Uğuldayan yasın derdindeyim Rabbim İlahi Aşka imanla yüklediğim telaşla Yürüdüğüm kabrime: Sevdiğim kadar hayatı Kardığım dünde saklı maziden Payıma düşen gölgeyi ve güneşi Edimlerde de bir bir ıskaladığım Mutluluk dahi evhamlı bir yolculuk Kâh kaybolduğum Kâh sevdiklerimin yüreğine yumulduğum. Telaşlı bir yıldızım: Adımın izinde bir revnak gül’üm Baltaladığım kadar kabrime dönük yüzüm Elemle iştigal şu mahzun gönül. Arım, andım, amacım, şiarım: Kimi zaman yolda düşüp kala kaldığım: Bir başıma şevkle her nasılsa Acılara b/andığım şu rahle elbet güzergâhım: Yere göğe minnet edip Çıkmamak adına sözünden Rabbimin Kurda kuşa yem olan sevgiden nasıl da alacaklıyım. Aşkın hilali bayrağımda Dertop olmuş yüreğin künyesi dizelerde Aşkın mağdur rüzgârı elbet saklı edimlerde ki; B/ölücü mevsim Taşkın hüzün bölük pörçük kendini sevmekle mükellef Derinden duyduğum iman gücü ve hüzün. Balyalarca umudu yitirdim dün: Dingim bir ömrün hayalini kursam da günbegün Ölüme serkeş bir itaat; Sevdaya yanlış tezahürat yükleyen iblisin de peşinde Meali yüreğimin kefilim derinlere Tekabül ettiğim kaç sayfa mevsimsiz tükeniş ise Sefasını filan da sürmedim hani ömrün. Kanaviçe yüklü sefil benlik: Ellerimde titrek bir rüzgâr darmaduman; Kıyıma Uğradığım makul bir gölgeden de yok farkım: İzahı varsa yoksa aşka muadil; Kürediğim zeminde yanlışlarıma serzenişim Kalp gözünde yanan bir çiçek Sarmalında hidayetin Meylettiğim her yemin kabrime uzanan Dokunaklı sevdam Yalandan uzak fermanım ve kavruk fıtrat: Tünediğim her şiir ve her yürek Eksikliğini de vermesin Rabbim. Elimden gelen hepi topu bu Varlığıma töhmet yüklense de Aşkın cübbesi ve cüssesi neşriyatında yalnızlığın Sabra ve şükre dönük yüzünde ömrün. |