Olsundu!Burada açlıktan geberen insanlar var Müjdeler olsun size Rüzgarı alıp yanınıza Beyninize saplanan zehirli otları koklayın Olsun iyidir! Çıkıp yüksek kayanın üstüne Beklemeye koyulun. Biraz mantık varsa Alın hızınızı çıkın daha bir yükseğe Cinler gibi bağırın Yaşasın efendimiz, efendimiz çok yaşayın Gözümüzün içine mükemmel bakıyorsun. Hayat hep böyle Her gün siz uyandığınızda Çoktan karanlık basmıştı bizim evleri Bizim evlerin metruk avluları Salgın hastalığı Hayal kırıklıkları ve kör gözlü kedileri vardı Acilen yemek ve ısınmak lazımdı Siz duvarları ördünüz Büyük sarayların korunaklı çitleri vardı Olsun! Yaşatacak kadar makarnalarınız Bir türlü tutuşmayan kömür takvimleriniz vardı Birkaçparçalık karton kutularınız Ve oy’malı altın bıçaklarını vardı Kilolar kadar et doldurup taşıdığınız kasalarınız vardı Hiç görülmeyen ölü bebekler de vardı Dımdızlak soğuk boş kilerli odalar. İnsan! Kim yaraya parmak basarsa Çalı arkalarında hep beklentiler vardı Hep geceleri soğuk Ve puslu havayı seven kurtlarınız vardı Musmutlu ve başı dönük tetikçiler Olsundu! Bizim annelerimiz pencere pervazı Hep karı seyre dalardı Açlık hiç bitmezdi lakin kar biterdi Sokak lambasının ışığı sönük Hiç sönmezdi annemizin açlığı Üzerinde bir ağırlık Uzanırdı örtüsü eski kanepe kenarına Kar yine yağardı Yine uyanırdı annemiz Bakıp ağlardı kömür kamyonlarına Dipler karanlık ve soğuk Hep karanlık ve soğuktu annemizin elleri Bir de gurur vardı ki Hep yoksunluk ve ölüm kokardı. |
Cansın sen.