Sokak Türküleri
Sokak lambalarından düşen küfler gibiydi
Sonra bir glakson sesiyle tüflenerek gelen Hatice teyzenin sokak duvarındaki aşk yazılarını Ekmek buğusundan damıtılmış Mahalleler... Her şey yaşandı Göz dolusu Gök kurusu Merdaneli çamaşır makineleri Sokak kapısına kadar koşar gibi Heeeerrrrrr şeyyyyyy sustu Lüks denilen şizofren yanmadığı tuttu mu Dağdaki çobanın çadırına Erlik gibi çöker Ruhu daraltır kasvete bürer ! Gazete kokusu ırmaklarla cûş ederdi Radyo frekansını eliyle ayarlardı Radyolar insanı görünce hışırdar Duvara dönünce davudi bir sesle yankılar Çünkü ol zamandan beridir Radyolardan hiç güzel ses çıkmamıştır Bilir ki sazın telini Sevgilinin elini Frenkleştirenlerden biridir the Radio Ak sakalını pencere kenarına silip Bir dua edip tesbih tanesine bakıp Yaşlandık ve ölüyoruz dedi. Cama bakıp gökteki ay şavkı ile Gülüşler bıraka bıraka Torunlarının kokusunu ala ala Akşam namazına gitmek Sokağın çemberindeki çeşmeden akan suları Önlüğü kara olan çocuklar en son tattı Yılık bir kelime yazdığı için Defterine gözyaşı bırakan o çocuklar Bugün mazide bir hatıra bıraktı Ayakkabıların sokakta bırakıldığı zamanlarda Taş değirmende sıra bekleyip göce eylediğin Güneşin tanesiymiş meğer Teyze bana bir limonlu gazoz diye iç çektiğin Ve gelmeyecek bir geçmişin bugün hatırasını yad etmek !!!! |