Boş Tabut Lakırdısı
Tanıyorum ben kendi yüzümü
Aynı gün doğmuştuk Gözlerimdeki ağaçlardan Meyve koparıp da yutmuştuk Sonra da caminin taşlarını ısırıp Dişimizin kovuğunda uyutmuştuk Hiç unutmam bir keresinde Suyu kurumuş bir çeşmenin başında Çiçek yıkayan aborjinler görmüştüm Ellerinde son kalan ömürlerini Kurutmak için ipe asıyorlardı. Biraz daha ilerledik Bir kelebek ölmüştü galiba Sağ yanında iki delik vardı Yangın yeri sanki yüreği Elleri ciğerinin üzerinde ama Kurşunları eritiyordu kalbi Bakırdan bir tencerede kaynıyordu Yaşanmak üzere olan son günleri... Sonra yalnız yürüdüm, bir başıma Uykuya dalamayan bir rüya gördüm Kendi ile yaşamaktan bıkmış gibiydi Ömründen arta kalan günleri biçen, Kuzeyli bir mülteci gibi bakıyordu bana Bakışını gözlerimde unuttu Buluşalım mı der gibiydi Ruhunun bedeniden ayrıldığı yerde buluştuk Acı acı ağlıyordu Derdini anlatmaya mecali yoktu Omzundaki yaraları silkeleyip, Döşeğini serdi toprağa Ellerini kaldırdı havaya Ruhunu bıraktı usulca yere Kırıldı göğüs kafesi Yetişemedim feryadına Yırtıldı son nefesi... Kendimi de geride bırakıp ilerledim Yolda başıboş dolaşan bir mezar gördüm Yanında da haramzade bir pire vardı Limon ağaçları ile örtmüşlerdi saçlarını Gözleri ile sözleri çelişen bir yara açıldı İçeri buyur ettiler beni Hiç hapishane türküsü bilmeyen bir uçurtma tutuşturdular elime Büyük bir dehlizin kıyısından yürüdük Çocuklarını babalarına bırakan Kadın cesetleri doluydu her taraf Basmamak için bir rüzgarın koynuna girdim Sırtında mezarını taşıyan çocukların arasından geçtik Sanki yaşıyormuş gibi rol yapan Bir ölünün adını verdiler bana Adımla çeliştim, sonra da söylediklerimle Akordu bozuktu havanın Hiç yaşayasım yoktu Kendi mezarımı kendim kazdım İçi boş bir tabuta bindim Son durakta da indim... ....... |
Saygılar ve selamlar olsun
black_sky tarafından 12/8/2019 7:47:38 PM zamanında düzenlenmiştir.