İlla Edep
Eskilere hürmet edebilmektir yaşam
Bazen bir kar tanesini avuçlarına alıp Süzülü bir çaya bırakarak Hoş geldin ey matem diyebilmektir... Sokak lambasının altında Aristokrat bir beyin yakabilmek Farklılıklara gözlüksüz Ruhlara tılsımsız Girebilmektir... Önce kendin olmayı düşün biraz Zaman senden her şeyi alıyor az az... Çünkü sen okunurken hayatın melodisinde Kimse seni sen olduğun için hissetmiyor Kendi kalbinden atıyor herkesin ritmi Unutma başkasının kalbi için atarsan Adı aşk oluyor... Dünya sen durduğun için sana inat Sen hızlandıkça yine inat hızlanır ve durur Çoğul farklılık çağında Bireysel hisler günah idi ! Şimdi birey fikir çağında Çoğul hareketler cehalet sayılıyor Kime göre neye göre ? Çok fikir istersen Bir bozkır köyünde Yaşlı bir ak sakallı dedenin Takkesinin altındaki cüzdanda Kaç dirhem var bir sor Sana çınar dolusu hikmet çıkarır Öyle ya sadece fikir için kuşlar uçardı bir zaman Muştulardı Asya ve Maçin diyarına Son hikmetleri Düşünmek erdemdi Başkaları için düşünmek onur İlahi düsturda tüm insanlar için Yanarken düşünmek tasavvuf Bencillik etmeden bir çekirdek verirsen Dünyanın ruh dişlerine Sana erdemi öğütür İkiz olan kardeşine Beyaz güvercinle Gönderir... Neyi paylaşamadı insan ? Su bir tas aş bir lokma Kavga som kahve fincanında Kadifeden aynalarda Yoksa başak kokan avuçlarda Kavga nola kim ? Yunus gibi elleri nasır olan Rençber çocukları bile Sırat-i Mustakimden ayrılmadı Hep somun ekmek taşıdılar ocaklarına Ol sebeptir şükür ile pişen aşlarına Nimet damlar Kara gecenin yıldızları vardır Düşlerinde kül ile yıkanık döşekler İbriklerinde gül kokusu Tesbihlerinde bahar VE son söz yazar Edep Ya Hû Mahfilden düşerek dizim dizim Sanki ruhuma geçti ruh ikizim Sevmeden olur mu azizim ? İlla edep yine edep |