Bir Zamanlar
Bir zamanlar,
Yetimlerin gözlerinde saklanırdı yıldızlar. Onların saçlarını okşayan eller vardı. Ah o öpülesi eller, şefkatin görünür hali. Meleklerin bile aşık olduğu bir Asker. Seslenirdi duysun diye alem, Bir ses ki, tınısında duyulmamış bir ahenk, Aşkı fısıldardı kayıpların yüreğine. “Allah-u Ekber!..” Dikilirdi zalimin önünde, korkusuzca. Hangi insan ölmek istemez onun uğrunda?.. O zamanlar, Ölümlerin bile kutlu bir sebebi vardı. Sebepsiz ölümler ahir zamanın icadı… Yoktu insanların boğazında kuru ekmekten başkası. Lakin yoktu alınlarında da dünyanın karası… Mal, mülk, aş derken sürüklendi insanlık girdaba. Hele bir de kibir sarmış yürekleri, Özlememek mümkün mü o kutlu günleri… Ahh!.. Şimdi, Nereye kaçsam gelir benimle Hicranım. Hangi yöne baksam kanar yüreğimdeki ahım. Bilmem ne kadar kalmış benim zamanım? Alem sevince, ben hüzne sevdalı… Eyvah! Yürürüm avare, geçmiş benim kervanım. “Be hey aptal, yürü durma hüzün selinde!” Dedi: “ Yürü nice baharlar var önünde!..” Baktım da gizliden ufka ağlayarak, Tuttum yüreğimi sessiz haykırarak. Diledim vuslatı buyursun, İlah ömrüme… Ben ki sinesinde yangın taşıyan bir seyyahım… Yürürüm yılmadan aşk üzre… |