Püryare
Ahhh!
Yüreğime bir ok gibi batan yaram! Örseleyerek kefenleyip, Ve henüz son nefesini vermeden, Mezarına gömdüğüm... Kimi zaman inlemesine, Kimi zaman da can çekişmesine sebep, Umursamazlığım ile, Kan selinde efkarına boğulduğum... Bezen yüzümde pembelik, Bazen gözlerimde buğu olan yaram. Her aklıma düştüğünde, Kalbimin ritmini durduran, Her sızıda zamanı donduran, Ben sardıkça, kanayan, Gömdükçe, dirilen, Dirildikçe beni öldüren amansız yaram... Sana iyi ol demiyorum! Kavur, yak beni! Hatta acıt, sızla, kana!.. Kana ki üzerini yeniden dağlayayım. Umutlarımla, sevinçlerimle. Yeniden sevmeyi başaran yüreğimle, Seni yerden yere vurayım... Tutup kanadından, elini kolunu bağlayıp, Darağacında sallandırayım... Bin kez kefenleyip, Kalbimin en ücra köşesine gömeyim... Ne demişti şair: ’Püryareyim, yarem eksik olmaz, Pürsevdayım, dildarsız olmaz...’ Ey yaram!.. Durma öyle yaban gibi. Hadi! Yak, kavur beni! |
Yüreğine, kalemine sağlık...
Kutlarım...
____________________________________Selamlar ve saygılar.