aşıka öz baba masalı.. efsane taklidi yapan aşkları estetize ederdi sev belâ g’öçleri besleyen zincir renkli gözleri - -’’tavizler geçti keskin bıçak ağızlı sevda üstünden -baba’ söylevine dayanamaz kalem uçları istemsiz çizer hıçkıran göğün fırtınasını tüm şiirleri yakabilir kibrit çöpüyle dillenmemiş ağıtlar hürmetine maziye duyarlı derin travma yarıkları yıllar yığılı zannı bir katre su heyelanı yüksünmeli gönül tapınağı kâlbiyle taşır elem dünyasını ve yatırır sunaklara vaat ettiği tüm ruhsal adakları ’’ .. şiire kötülük istemedim yakışırdı,cinsiyet ve yaşın sorun olmadığı yerde hayat ütopyası yüceltir kendi yarattığı rüzgarla tohumlar s’açar toprağın değerinde.. almaşık duygularım som bahara çerçeve süsü içine sığamayan mutluluk resmi şizofren hâlime reçete gibiydi aşkınız antetli kağıtta yanık turuncu imzalar sevişirken,akşam güneşinin yarısı batmıştı denize// bacası kapalı viranede serenat yağmuru beklermiş virtüoz terfisi sevdalar tüm nefes ç’algılı intihâllerden anneme sığınırım//çünkü O biliyor harabe taşı sırrını ! bir gün bir yerde bir vesile ile ve nedense birisini sevdim şiir olsun diye işte ! o vakitler kuzine sobada şiir patlatılır ama komşudan istenir yetmezdi ilhâmlar dumanı üstünde mısra kebabı iyi gelirdi ayrı yüreklere// ciddiyet yükledim körpe dalına şiirlerin efsane taklidi yapan aşkları estetize ederdi sev belâ g’öçleri besleyen zincir renkli gözleri - destansı öykünmelere imitasyon çarpıntısı yetti sevdalar parlatan avcunda hipnoz telleri heyhat ki terketmedi uyku öncesi çok ’’BABA’ bir masalım dedi ve.. az gitti uzaklarla kaf dağının ardına .. |