ZAMANIN GÖÇTÜĞÜ AN
Zaman,
Beyaz bir gölge: Yeminle yıkanmış bir kayboluş, Bilyeler ki unutmuyor döndüğünü, Uzanıvermiş soyluluğa yüz sürülmüşlüğe, Rüzgar yola çıkmış, daktilonun bir tuşu kırık, Günah dağıttığımız doğru, Yelkenlerin dalgalara selamı var, Döndüğünde bir damla dokun uzağına, Köze bilge olmuş bir karanlık: Korku salmış penceresi açık kalmış, Bir aözüm var zamana adanmış: Masanın ışığına yaklaş, Durduralım her şeyi, güzel kokular düşlerken, Bak şimdi ağzım açık kalmış, Trenler içinde saatin koluna biri takılmış, Oldubittiler birdenbire suspus, Hazırcevaplara meydan okuyor, Men olunmuş bu büyünün odağında, Çığlığı susturulmuş Rengi taze, bir fidanın toprak altı, Kapanmamış gözleri, Bulut, Gecede bir yıldızdı altına serpilen.... Kuşlarla and içtik, Bembeyaz akan bir hava, Uçurdukça karanlığı, Zaman üşüyor göğüs kafesime hapsolmuş, Örtünmüş tenime sokulup, Esir bırakmış ürkekliği.... Zaman kol geziyor toza dumana inat, Yol kesiyor, Bir yol (kez) esiyor Düşlerimin önünü kesiyor Saçıma bakıyorsun her gün, Tel tel dökülüyor yelkenlere karışıp.. Otobüs yola geldi az önce giderken Taşlar anlamış soğuk kokladığımı, Bir üzüm tanesinde dünya dönüyor, Altında, üstünde ilaç, Gözümde bir sokak resim oluyor, Kız kardeşim resim getirmiş, Yeni bir deste olmuş, gül yüzlüsün dikenli, Anne sözleri zaman toplamış satır arasına, Bakıyor ki yoracağı çoktan belli. Çirkinliği sanat sanıyor, Balıklar giriyor sohbet içinde, Çocuklar desen, yamacına çadır kurmuş, Bu sefer de izinli dallar kırılınca, Zamanı bana da çağır yeşersin biraz, Tekrarlarına yol yapmış unutan öyküleri, Bir hasrete anlam vermek kalpten ileri, Herkes çok bilirim demekte, Sonra kapanıyor konu, Duvardan biri atlamış o da işkenceli, Ben hala gölgede bekliyorum, elimde çay, Bulutlar öfkeli, rüzgar yolcu, deniz el aman, Bıkmıyor, görüyorsun, Bıkmamalıyım senden,, İçümde dertsiz başsız dönüp duruyor zaman. 29.05.2005 UŞAK. SÜLEYMAN YILDIRIM |