Kâğıt Helva
Ben ne zaman ellerinde kâğıt helva, mutlu bir çocuk görsem
Sen aklımda üşüyorsun... ... ... Ahh sevgilim! Çatık kaşlı güz kondu avlumuza Yüreğimizde derin çukurlar açıp Gülüşümüze çekip yüksek duvarlı surları Rengarenk çiçeklerimizi yolup Kırıp körpecik dallarımızı Ve darmadağın edip yeşil yapraklarımızı... Tarumarız ikimiz de! Bilmem ki, hangi şiir anlatır bizi şimdi! Hangi düşe sığarız bundan sonra, Hangi gün aydın olur, Hangi güneş ısıtır içimizi, Hangi ay doğar karanlığımızın avuçlarına bilmem! ... Dün gece ben, yaralı bir at gibi can çekiştim, Umudumun ayakları kırıktı Ve çatladı göğüs kafesim Biri beni vursun diye yalvardım Biri beni kurtarsın! Sonra, Bir kız çocuğu, saçlarının örgüsünde uyuttu ruhumda kopan fırtınaları Suya düşüp boğulan hayallerimi karaya çekti balıkçılar Suni teneffüs yaptılar her birine Uçurumdan düşüp kırılan heveslerimi yan yana dizdi fidan boylu çobanlar Saydım, tam bir düzüne hevesim kırılmış Ve başımda nöbet tuttu keklik sürüleri Daha çok ölmeyeyim diye... ... Biliyor musun, acım hiç azalmıyor Hangi türküyü koklasam içim sızlıyor şimdi İçim bir değirmen taşında eziliyor sanki ahh... Ciğerlerinde kurşun taşıyan bir namlu gibiyim Yokluğun barut kokusu ağzımda Yokluğun zehir Bundan böyle, gözlerin gibi akmaz hiç bir nehir Kuşlar esir düşerler gökyüzünde Kelebekler sırtlarından vurulur Ve gülmeyi de unutur bu şehir. ... ... Ahh sevgilim! Ben şimdi, ne zaman ellerinde kâğıt helva, mutlu bir çocuk görsem Sen aklımda üşüyorsun!... S.U. Serkan Uçar 13.10.2019 |