Dağ Çiçeğim
İçim içime göçer gözlerin buğulansa
Affet! Oldu bi kere, sorma hiç ’nasıl, niçin?’ Pişmanım, perişanım! Kör olayım yalansa Üzgünüm dağ çiçeğim, seni kırdığım için! Ciğerime köz düştü, gülüşün kanadı ya! Ah! Yüreğin bir kuşun kırılmış kanadı ya!... Gitsem hangi kadı’ya, hep beni kınadı ya! Affet! Oldu bi kere, sorma hiç ’nasıl, niçin?’ Üzgünüm dağ çiçeğim, seni kırdığım için! Ben ki kış oluyorum, yüzün az ayaz yapsa Tırnakların kırılsa, saçının teli kopsa, En büyük derdim olur, burnun hafif nem kapsa! Affet! Oldu bi kere, sorma hiç ’nasıl, niçin?’ Üzgünüm dağ çiçeğim, seni kırdığım için! Mahkûmum karanlığın en sevimsiz yerinde Bir yer var, yangın yeri, içimde, çok derinde Uykum acı çekiyor ranzamın demirinde Affet! Oldu bi kere, sorma hiç ’nasıl, niçin?’ Üzgünüm dağ çiçeğim, seni kırdığım için! Yokluğun kurşun sanki, ruhumda sekti kovan Umudum bir hücrede, gözü yaşlı boş tavan, Sensiz her şey katıksız, ekmek yavan, su yavan... Affet! Oldu bi kere, sorma hiç ’nasıl, niçin?’ Üzgünüm dağ çiçeğim, seni kırdığım için! 16.10.2019 S.U. Serkan Uçar |