Paket...
Paketi açılmamış, bir sabah yolluyorum
Kırmızı kurdelayla bağlı, ölümcül doğuşlar. Yüzümde, dağınık sesine yakın, pencere boşluğu Ötesi kapıyı dolduran gölgeler, eşikten atlayan. Sabrı kollayan ! Dilimin ucundaydı az önce Terketti ! Güneş, ağzımdan akan en sıcak cümlem Isınmak zor bu devirde, yoksan !. Ayakkabımın tabanına yapışmış, yorgunluğuyla düşmek peşine Bulmak, uzanmak, tutunmak... Avuçlarımı yumup tırnaklarımın üzerinde tutmak Parmaklarıma tırmanan, taze can kokusu. Uçsuz bucaksız, derin, katıksız yollar saklı cebimde Gitmek var... ya da gitmek ! Kaybolmadan ,boğulmadan, saf içimde bir yerde dönüp duran, kemik benizli hürriyet... Beni de al çerçevene Beni de uyut teninde. Sokağa taşan yağmurun eteklerinde biriktir, yedi mazgalı Başımın en ağrılı yanını, hükmünle sar !. En ücra kalabalıkda ayır, etimi kemiğimden Gözümü külden, elimi ateşten. Yağmur yağıyor! Yırtık perdeleri olan bir pencere al, yüzüme Alnımdaki yazı, silindi. Gözlerinde ince tülden, beyaz bir ölüm Uyan !! Sıtma saati emekliyorum sancıma Açım ! Doyurma!. Sabahı pışpışlayacak , bir kısa cümle arıyorum... Kur ! Ve git !. |