Narkissos
Ne zaman böyle yağmur yağsa bu şehre aklında yaşamak kalan bir ölünün ağzına kaçıyorum.
Bir Yunan ilahesini hiç öpememiş Narkissos gibi o nehre bakıp bakıp hala ağlıyorum. Bir güvercin olabilirdim oysa camilerin minaresinden gökyüzüne dik bir aCıyla uçan, Ya da kırgın bir baba masalında acıya benzer şeylerle savaşan bir kahraman olabilirdim. Biraz daha acele etsem ölümümü bile okuyabilirdim haber bültenlerinin alt yazısında. Yırtarak geçiyorum zamanı, gazete manşetlerinden, Olur mu bende yurtseverim tabiki Bak akşam sefalarını kırmızı güllerle eşit sayıyorum. Çokça eşitlikçi değil mi. Bir keresinde ip olacaktım neredeyse, kalbimi dikeceğine söz veren bir terzinin iğnesine. Bütün acılar bitecekti. Öyle söylüyordu ipi iğneye geçirmeden önce. Şimdi ölçüsü el yordamıyla kesilmiş, sakat bir basma kumaş gibi duruyorum zamanın dolabında. Ağaçtan kovulmuş sarı yapraklar kadar yalnızım. |