Haydi kaçalım olric / IIduydun mu olric bir tehlike oluştuğunda canım sıkılıyor ve sinirliyim buralar arpalık kokuyor italik ve lanet okuyorum hasat sona erdi gidelim artık koparıp bir geceyi sonsuza ve boşluğa ölüm nedir ki olric iç odaların ıssızlığında ölü doğmuştuk, yüz kez sırt çevirip bir bakmaksızın ay tutulmuş ay öyle tutulmuş ki kedilerin ağzı süt kokuyor sokak ağzında istif edilmiş küflü ekmek ve zaman ayıbını bin kez örtmüyor biz çıplak kalıyoruz ölümün göğsünde ne güzel uyunur şimdi bir istek yağmur sıtmalı yağsın benim ellerim ölü doğursun hep herkes kör bucak dar başlıklı zamanlar atalım kendimizi bir yere olric kırık kirişlerden ışık da sızmıyor geniş koyu lekeler ve dalgalı aynalık bir çekirge bulutu yaklaşıyor ki gün kararacak çizik bir ufkun sonuna doğru gürültüyü bırak aynaları kır ağzımız ceset dolu felçli bir dekoltenin kenarından alıp bir sabahı vuracağız yol ayrımlarına o yer belalı olric o yer suyunu çekmiş bataklık şu odada inledim olric kanımı temizledim lahite doğru gürültülüydü sokak köpekleri havlıyordu kafamın içinde yağlı titrek bir renk atmıştım tabloya bugün pazar esmer serçe kuşu bugün pazardı bir kıyı sessizliğinde çürük tahtadan atlar yaptım uçalım olric üzerine çöktüğümüz her neyse neyse bu pazar |
sağlıkla kal