Taşlar oyuna özenle hazırlanır
Her şey yerli yerinde
‘oyun’a başlanır…
Satranç, oyuncuların akıl gücüne göre
Sonlanacak bir oyundur,
Hamle başlayınca da
İlk görev verilen ‘piyon’dur.
Yavaş yavaş önce onlar harcanır,
‘at’lar ve ‘fil’ler görevini yaparken
‘kale’ler de yıkılır,
‘vezir’ ise en büyük ‘kalkan’dır
Ve genellikle son hamleden önce
Harcanandır!
Görünüşe göre,
Aşamaları önce hesaplayan,
Ona göre hedeflerini belirleyen,
Taşların gelişine oynayana göre
Her
zaman galip gelendir…
Ama
aşk!
Benzemez satranç oyununa...
Akıl dolu ataklarla
Kalp için yapılan hesaplar da tutmaz
Duygular da korunamaz.
‘kullanılan’ bazı taşlar,
‘kural gereği’ oyun dışı kalır,
Böylece ‘şah’ın yolu açılır…
Bütün ‘kırılan taşlar’
Eteklere yığılır.
Şah artık tek başınadır!
Kazanmış gibi görünse de
Aşktaki satrançta ‘şah’
Hep ‘en’ olmak için
Önüne geleni hırpalayan
-Hayattaki gibi-
O nedenle
Yüreklerde yeri kalmayandır.
…………………
‘Devrik şah’, artık odur
Şimdi hayatın harcadığı o ‘piyon’dur.
Ya ‘yener’ ve yapayalnız kalır…
Ya da yenilir ‘mat olur’
Şah için satranç
Hep ‘kaybedilen’ bir oyundur!...
23.02.2018 Serap IRKÖRÜCÜ