Kaybolan Vakit
Ay şavkını satın alamazsın
Gökteki yıldızları da Kuruş kuruş zamanı harcarsın belki ama Gençlik satın alınmaz bir cevherdir Öyle asılıydı kahvedeki tabela Binlerce bardak değişir dudaktan dudağa Gelen geçen okurdu amma Nasihat eyleyen kim ola ? Elimde hüzün tesbihleri Rıhtımda kırık cam taneleri Sessizliği bulutlayan her ne var ise Gözlerimdeki yaş onun eseri Bana ne kaldırım taşlarından Ruhum bir papatya gibi çıksa da bir çıkmasa da Sözlerini dinlerken ağladığım şarkılar Melodiler bahtsız baharda kalandan beri Ruhum ıslak bir tebessüm ile Kar kopuyor saçlarımda benim... Tarih yaprağında nokta hükmü olmayan Bir varlık Saltanat sürmeye çalışırken denizde Bir gün damlayacak elbet Geri gelmeyen geminin pervazlarına Bir silgeç gibi harcadıkça zaman Anlayacak, tükenecek nefesi o an ! Ebruli düşler perdeye takılı Gözleriyle süzer bir kadın Erkek sokakta görününce Zaman kaçar gider kalbinde Dudağı kurur kalbi durur Bir çocuk gibi ağlar bahçede karanfil Ölü bir defterin arasına gireceğini bile bile Yaşamanın ne olduğunu insan bilir Son nefesinde son sözünde yok hükmünde Gölgesi kalır sadece ardı sıra düşer Atlar kaybetmeye koşsa da Bir kazananı vardır Yaşam denilen yarışın Fakat yarışın da bir zamanı vardır Atlar çekilince karanlığa Anlar ama yarın bilir ki yarış yine vardır Tırnaklar az çok çentik atar zamana Şu an dokunduğum kalemden kitaba Bir emeğin ve harcanan vaktin çağrısıdır Saniyeler kovalasın yelkovanı ! Yelkovan akrebin kıskacına girmiş bir kere Gök kubbeyi dolaşan güvercin Ağlarken kaybetmiş bir kere Olsun yine de dikilecek ağacın ömrü vardır Sevilecek bir yârin kokusu olduğu gibi Gidilecek yolun hikayesi Sazın telinde aşkın sermayesi Yarin dudağında haresi vardır ! |