CUMBALIYDI O EVLER
Bakıyorum da ne ruhu var sokakların, caddelerse umarsız
Kediler bile bezginler,yüzler solgun,...hayat ölü Yıllardan bir hayli öncesinde,burası Hamamönü Ve Ankara`nın o tarihî evleri,...cıvıl cıvıl. hayat dolu. Yerden yükselen toprak, kamaştırırdı aniden gözleri Hızla geçerdi kontrpedal bisikletliler,bakışlarsa ileri Beklerdik sıramızı mütemadiyen bir yarım saat, Ayaklar kesilirdi yerden, pedallarsa son sürat... Hey gidi Hamamönü; çocukluğun, gençliğin esintileriyle Halamın ve kuzenlerin tebessümleriyle örüntülü Rahmetlinin (eniştem) kalender ve bir o kadar da mutlu Sokaktaki kedilerin, yabanî güvercinlerin de umutlu Hayatın henüz capcanlı, heyacanlı ve atarlı zamanları Akşamlarıysa, o beldenin sakinleri,doldururdu cumbaları. Bakınız ki ne kalmış o yaşayan semtten geriye hüzünle Evler bedeli ödenemez olmuş, çünkü birer müze Şansınız varsa eğer,oteldir kimileri, Sormayın hala evini, kaderi meçhul fakat, halan ayakta ve dipdiri... Biz mi koşuyorduk hayatın içinden bilmem Ya da hayat hızlıydı da bizi mi sürüklerdi yoksa Neden sustu eski plaklar, nerde tebessümlü konu-komşular Alsam o zamanlar elime bir sazı, belliki çalamam Şimdi inletsem de sazımı, neşemi bulamam, bulamam. Paslı tekerlerden çıkan neşemi aradım geçenlerde Kilidi vurulmuş kapısına duruyor aynı yerinde o eski ev ve harabe Belli oluyor kaderi anlıyorum, içliyim,kızgın ve üzgün Tekamülü bu ki hayatın, o dahi dönecek şatafatlı bir otele... Dile gelseydi o sokaklar, kaldırımlar,küskün duvarlar Neşemiz doruklarda, markasızdı ayakkabılar, toplar,çantalar Damarlardan sızardı mutluluk, yorgunluk ve terle karışık İnsanlar yaşardı gerçekten, hepsi bildik, tanıdık Ne soran oldu bizleri orada, ne yadırgayan Anlaşılan el değiştirdi zaman ki, o olmuştur bir gardiyan. Bakınca duramadım yine cumbasına o evlerin Dile geldi birden sanki, komşulardan o sohbetin Arada kaşık sesiyle inceden şıngırtıların,meşrubat şişelerinin Ve telveli içilen kahveler,sohbetse derinine gecelerin Göz kırparken yıldızlar, serininde erişirdi vaktine sabah ezanının Bizse uyurduk bir dizin üzerinde, masalsı bu hayatın zirvelerinde. Ne cumbalar ses veriyor neşeyle artık, ne ışığı var evlerin Ölümün yüzü değmiş gibi loş ve ruhsuzdur şimdi sokaklar Ne cevher gözüyle bakılan liseliler, ne de işçiler Sokağın köşesinde mazbut ve hepimizin sahiplendiği bakkaliyeler Nostaljisi oldu geçmişin bunlar, sanki yok gibi Her geçtiğimde sızlar yüreğim buradan, yaşarım geçmişi... Oğuzhan KÜLTE |
kutluyorum,Duyarlı o güzel yüreğine ve ellerine sağlık,Dua ve selamlarımla.