TESCİLLİ YALNIZLIK...Mavine bürün dedi, Tanrı Olmasını buyurdu ve sür-git sanrılara Yenik düştü her fani. Bir uğultu dillendi ansızın Bir de diri bir sancı meyleden Göğün ufkunda sadece bir g/örüntü Tanrının bahşettiği vicdanı ve yüreği Körükleyen bir ölümlüden çıkıp da yola Varmayı erteleyen teyakkuzdaki umudu öldüren. Sadece d/okunaklı bir hikâye olması Temenni edilen o kıvançla Düşüp de yola Zehrolan laneti kutsayan iblis ve derinde Çok derinde bir teselli. Sanrıların sarktığı o dehliz Kara deliğin de yansıttığı kibirli İnsan izlekleri Sadece vur, dedi Tanrı: Vur yüreğine bir de sürükle naşını Hani nakşeden ölü mısraların doğasında Ulvi bir acı. Doğurgan, minnet etmeyen; Sancılı ama kâbusların bitiminde Umuda seğirten bir gözyaşı b/atağı Başını b/ağladığın hangi şiirse Minnet ehli bir eksen Zaaftan çıkıp da yola Mersiye niteliğinde Güneşe hücum eden doğasında aydınlığın Şirret bir de rüzgâr Nutku tutulan meclisin Karanlığa verdiği mücadele Zehir olsa ömür ve beyan Kuyruğunu kıstıran her ölümlü Kayıpların tescilli yalnızlığı. Ağır bir darbe Kuytuların yabancılığı Sevip de kaybeden umudu kayıp Bir kıtada Yarım adaların asla tümlenmediği Tıpkı hayatların ablukasında Şiire teğet geçen her bir imge Boyutsuzluğunu kurgulamışken Kurcalanan ruhun da infilakı ansızın. DOSTLARDAN İNCİLER... Biraz sesli biraz sesiz Aradığım vardı belki nedensiz Buyurgan bir nefis İçimin Hamlet’i Oynatıyor bende beni Düştüğüm derin uçurumlar Yusuf kuyularına benzer Kederli ilhamlar Bende beni dağlar Yalnızlık bir keder İçimizde sürer gider... Ahmet Kara üstadıma çok teşekkür ediyorum. |
Gönülden gelen inci gibi dizilmiş dizeler…
....................................Saygı ve selamlar.