Bir şairin gölgesi
/ Ve... gece şairlerindir./
..... Siz tanımazsınız beni. Her gün yanınızdan geçen bir gölge gibiyim. Siyah bir bulut gibiyim gökyüzünün bir ucundan bir ucuna. Başınızı kaldırırsanız göreceksiniz. Solunuzda çıplak kuru bir ağaç, Ayak ucunuzda derin bir karınca yuvasıyım. Kar yağar saçlarınıza, tel tel üşürsünüz, buz tutar kalbiniz,biraz kışa benzersiniz. Her gün penceremin kenarına düşen sarı-beyaz kelebeklere özenirsiniz. Ömrünüzde uzun acılar, Dağlarınızda yaralarınızı gizlersiniz. (Benim Her mevsim yangın yeri gibidir günahkar tenim. Dokunsanız ; bir parça cehennemdir ellerim!) Tutuşan bir sevdaya dönersiniz. ................................. Hayata hep gece yarısı başlarım, Yıldız yıldız kuşanırım tan yerini. Durmadan sigara içer, çay bardağına içimi döker, perdeleri çekerim. Unutulan şarkılar dağılır birden üstüme. Bir iklimden bir iklime göçen çingeneler uğrar avluma. Ardında bıraktıklarına ağlar ağlar yanarlar. Sonra Sarhoş bir akşamüstü dans eder yalnızlıklarımız. Kırmızı etekli bir çengi çiçeklerden taç yapar kendi saçlarına. Çıplak ayaklarıyla üşür ıslak bir bahar. Ağlayan her nisan, Solgun bir gül yaprağına benzerim. Kapımı çarpar kırık kanatlı güvercinler. Kestane rengi gözleri nemlenir Esmeralda’nın. Ağlayamam hiçbir zaman. Ağlarsam çalkalanır sonbahar. Ateşler yakarım terkedilmiş köylerde. Bir kibrit çakarım okunmamış kitaplarıma. İliştiririm alevlere eskiyen yüzümü. Bir kamçı gibi iner göğsüme sarı saçları sevgilinin. Sonra çocukluğumu ararım bir sokaktan bir sokağa. Siz babanızı özlersiniz; ben omzunda uyurum soğuk kaldırımların. Dağınık saçlarım, bir karış sakalım, binlerce kez bozulan yeminlerim , yırtık gömleğim, üşüyen ellerim, yaralı güvercinlerim, elleri nasırlı bir annem, şehir yüzü görmeyen bir sevgilim, cebimde biraz bozuk para Ve çok uzaklarda Dicle’nin sularını yakan gözü yaşlı bir şehrim var benim. Hiç aramadım kaybettiklerimi. Tırnaklarımı kemirdi yasak düşüncelerim. Darağacına astım bir ülkeyi. Ve şehir yüzü görmeyen sevgilim için çektim ipini bütün metropollerin. Tüm savaşlarını kaybeden bir kumandanla kederlendim. İçtim tüm şaraplarını madam Defarge’ nin. Sonra iki şehir daha sallandı masamda. Kırıldı dudaklarımda bir bir kadehler, Kanayıp, biraz hayata benzedim. Ardından ağlayıp yasını tuttum mor fistanlı sevgilimin. Artık her nehirde yıkıyorum hüzünleri. Çamaşır ipine seriyorum tüm satırlarımı. Sebepsiz titriyor ellerim, zaman son baharını yaşıyor, bütün yapraklarını yoluyorum takvimlerimin. Ve bilirim ; Silinmiştir alnımda yazılan ne varsa, Vurur şakaklarıma yörüngesiz kırlangıçlar. Kalemler tutuşur parmaklarımda, (Mısralarıma dökülür beyaz küllerim.) Söner gözlerimin feri, Gök(yüzüm) yanar. Çünkü; Romanlar yazsa da bütün sen’leri; /Her şiir sadece kendi şairini Yakar./ Ben gölgeyim, Ben yazdım; Bunu en iyi ben bilirim. ....................... Bkrçkmk (gölge) |
"Siz babanızı özlersiniz;
ben omzunda uyurum soğuk kaldırımların."
"Çamaşır ipine seriyorum tüm satırlarımı."
Uzun bir ŞİİR olmasına rağmen.
Derin İMGELERLE dolu güzel ve akıcı bir ŞİİR OKUDUM.
Beni ençok etkileyen üç vurgu bunlardı.
Kalemin kavi olsun.
Nice GÜZEL şiirlerle.
Bu güzel kalem
Çok güzel hece şiirleri üretir diye düşünüyorum.
Ömür törtüsünde AŞKIN demi yüreğinde hiç bitmesin
yanlızlığa gece karanlığına gömülse de ŞAİR.
Selâm ve Duâ ile.
resulcivcik tarafından 4/8/2019 6:47:33 PM zamanında düzenlenmiştir.