Portakal Çiçeği HikayesiBaşucuna üç beş sarıpapatya Birde rüzgârı ağıt ağıt harlayan şiir bıraktım Son bakışını kalbime mühürleyen ağır akşamdan kalma Uyu Binnur Hanım uyu Taş kesildi gülümsemen Ve gülümsediğin herkes Bir de portakal çiçeği kokacak hikayen… Aşk olsun be! Hiç yakışmadı üstüne o kötü elbise Yorgunluğa kaş çatışını anlıyorum da Ayrılığa tutunan bakışlarında boğuluyorum Giden gelmezmişleri giyinmenedir bu üşümem Binnur Hanım! Sustum harf harf Hece hece Kalbi kalbinle ürperen On üçüyüm şubatın On üçündeyim günlerdir gözlerinin Ellerini öperken Başını göğsüme yaslayıp Köklerine yaş döktüm bahar yeşili gözlerinin İki gözü iki kız çocuğu Binnur Hanım Uyan uyan Allah aşkına ışık/sızım Gölgeme yaslan! Dilime sığdırdığım harflerle sana gelmiştim Binnur Hanım Ruhun kuşluk vakti müdavimi olurken cennetin Senden kaç ceset çıktı bilsen! Herkes kendini bir daha öldü İki kürek toprak kokusu yayarak Oksijensiz savururken yokluğunu Sen çiçek açıyordun mezar taşına Ölüm tarihini şerh düşüp Gözyaşının sağnak sağnak insan ruhunu yaktığını bilmezdim Binnur Hanım Penceresi yağmur vuran bir ayrılık şimdi odam Esmer bir avazım geceye susan Sana b/ölünüyorum sualsiz Halsiz ve Yaradan’a hadsiz cümleciklerle Yani biz sevgili dostum Binnur Hanım Uzun ince bir yoldaydık seninle Kalbin gövdene yük oldu Plansız bir ürperişle değişti rotan Yine tanıdık bir zaman esrimesi yani Oysa Güle güle denirdi gelecekmiş gibi gidene Bu defa helal edeceğim varsa hakkım gelmeyecekmiş gibi gidişine! Aşk olsun be Aşk olsun! Hazal Karadağ |