SultanımDertlerimi kınama, derdim bana akrandır. Seni görmek nimetse, sana bakmak şükrandır. Aşk bir bedel olsa da, gözyaşlarım ikramdır. Dökülse de yerlere, naza yeter sultanım. Yanmayacak ateşe, yaş odunlar doğrarım, Ateş oldu sevdamız, yanar durur dağlarım, Nesir gibi konuşur, şiir gibi ağlarım, İçimdeki muhabbet, söze yeter sultanım. Bazen yoksul evliya, bazen yunus olduk biz, Hira da al nergistik, açıp açıp solduk biz, Adı kutlu Peygamber, ekmeğini böldük biz, Az olsa da rızkımız, tuza yeter sultanım. Gözlerinde esaret, muhafızdır bu beyda, Yusuf olsan anlarsın, iner yüze Rüveyda, Ellerde güzel bitmez, bu sefilde bu sevda, Yüzündeki Ay sima, göze yeter sultanım. Hangi yağmur vardır ki, söndürecek bu harı, Sen hiç gördün mü ki de? ateş yutan buharı, Getirirdin gönlüme, bir çiçekle baharı, Sonu gazel olsa da, yaza yeter sultanım. Ey kendimin sahibi, yüce dağlar gelini, Kirpiğinde tutarsın, yağmurların selini, Ellerimi boş koyma, uzat bana elini, Bir olsa da sevdamız, yüze yeter sultanım, Baştan sona bakıyorum, görünüyor son durak, Götür beni denizlere, sen rüzgar ol ben burak, Bir kurban gerekirse, ben olurum sen bırak, Sana feda şu kalbim, aza yeter sultanım. Kırılır mı kanadın, dokunsam uçlarına, Bu aciz, müzmin, sefil, layık mı suçlarına, Bırakıp ezgisini, o yoksul saçlarına, Kirpiğinin birisi, saza yeter sultanım. Gözlerimde solan nur, ışıktaki fener mi? Mecnun düşen er kişi, Leylasından döner mi? Meftun olmuş bu yürek, başka sima dener mi? İki yorgan bir hasır, bize yeter sultanım. Kahıroğlan sevdayı, kendinden mi sanırsın? Şimdi bir el olmuşsun, uzaktan mı tanırsın? Yana yana dönersen, döne döne yanarsın? Benim bu son nefesim, köze yeter sultanım. |