dağınıkkendimden kalkıp yola çıktığım bir gün aklımın yönü belirsiz bir yol gibi pençesinden ayrışmak istediğim yığınla cümle ve şakağımda terlemiş at nalları büyürken gözlerim kendinden geçip pencereye kilitlenirdi aylardan son gün bir odanın içinde kendine mahkum ruhum dolaştıkça tavandan asılırdı yüzün tavandan aşağı sarkan hastalıklı bir düş halinde kirli bir perde gibi örtünürdü üzerime kapı deliğinde çıldırmış çelikten anahtar masa başında titreyen telefondaki haber çekmecede bir yığın birikmiş son kış notlarım kelimeleri doğramak isteyen makas içimden geceye doğru saplanan zaman dur durak bilmeden gelip geçerdi işte içimin en sancılı yanından kudurdukça azgınlaşır içimde bir şey senden bizden adını bilmediğim her şey my |
Çok saygımla.