İmbatla imdat arası bir şeydir ümit
hiç bir şey bir kadının
sessizliği kadar acı veremez yahut kömür kokuyor diye bir şehir terk edilemez sonuna kadar varlığın ruhu yokluğun sırrına gebedir bekler durursun biliyorum denizden gelenin üstü iyot kokusuna bulanır mağlup edilmiş her balık mümkün mertebe gözlerini pörtletir solungaçlarını karartır üstelik bir de martıları bağırtır sen ise hiç bir şey olmamışcasına susarsın sahile varan her bakış ardı arkası kesilmiyor diye ölümün isyanda kirli fakat haklı bir fikirdir keza mutsuz bir adamın kızıl sakallarında her şey uzun dolaşık ve eksik duruyor diye yalnız kalınca içmesi eyidir penceredeki Ay hariç çizince boynuna en yakın yerde duran usturanın daha inmeden yüzüne sızısını bilmek zulada kurumuş ekmek kırıntılarıyla tuzağına düşürdüğü yetim kedileri öperken unutup fenerde rüzgara karşı işemek aptallığın daniskasıdır ama yapar mıyım yaparım çünkü ben eksantrik bir adamım sarımsak kokulu gazları seviyorum misal eskimiş urbaları hatırası olan yerleri üstelik büyük şeyleri de çabuk kaybediyorum üstüne titrediklerimi en çok kıymetine paha biçemediklerimi seni ve beni |
Her zamanki gibi yine çok duygulu bir şiir okuttunuz...
İlk emir OKU ile başlar…
......................................... Saygı ve selamlar..