Mutlak Gerçeği Görmeden
Eğil dallar arasındaki güneş
Birazdan sivrileceğim arandan Koşarak çıplak ayaklarımla Seni bulmaya geleceğim Filizden tomurlanan bir mevsim Çiçekten kokarak gelen Eli yüzü döl kokan arılar Ve bahar gelir Sonra sıcak bir dudak sızısı Dem kokusu ilerleyerek Geniz yakar Limanda beklerken Denize yazdım gözlerini Maviyi kıskandıran Martıların ak saçları Bana ait düşler kurdu çilingir Kalbimin kilit taşlarına vura vura Giz kokusu ile yürüdüm Yüreğimi koydum yollara Çam kokulu bir köşke kim ulaşır ? Yahut göllere sıcak bir zerre değse Buhurdan buhurdan berraklaşarak Sırtıma konarak göçen Leylek miydi ? Alın çizgimi çizen Saatler miydi ? Toprağa düştü damla Eridi gitti işte o anda Gözlerin kanatırken hülyalarımı Güneş deldi birden bağrımı Bir oluksuz saman kokusu Bir kaç meşe biraz misk Eski bir gramofon bozdu Tekmil i birden adımlayan kanatlarımı Radyolda bir gazete küpürü sıkışmış 72 senesi kış mevsimi yazmakta Kuyruğumda yabanıl bir pranga Özümden damlar öz ülküm... Kasabamın içinde sebil ve güvercinler Cami çıkışı bana bakan o berber dükkanı İçerisinde bir beyaz önlüklü Dumanında soluk soluk bayram telaşı İleride öte beri çerçi manav Duasız olmaz öyle pazar Selamın karşılıksız verildiği mevsimlerden Kaçıyoruz işte azar azar Gökçe bir ekin kokusu dilimde Beyefendi hükmünde babalar Gönül dünyamın içinde bir sen varsın Bir söz eylesen mehtaba yanarsın Ağızdan düşmez cigarası Kahveden taş sesleri Günah toplumu işte Eriyor güneşe Neşeye Eşe ... Bulutlara şiir yazan kuşları öperdim Yuvasında eski dokuma halı kokan Ak-Anaların dua okuduğu Sofalardan divanlara Anadoludan eser mi kaldı şimdi ? Giderek uzaklaşırken Posta arabasından düşüyoruz Asfalt yolların kimyevi çizgilerine Her karede mutluluk çizerken makinalar Eriyoruz iki dişli çarkında Mutlak gerçeği görmeden.... |
ŞİİR’in huzur verdiğini öğrendik…
Şiirsiz sevgi olmaz…
...........................................Selam ve saygılarla..